12 Ağustos 2014 Salı

9 Seçim(!) Galibi Tayyip

hüseyin çelik 10 ağustos cumhurbaşkanı akp

arkında mısınız? Bunlar, geldi geleli ülkenin başından 9 seçim mi ne geçmiş? Ama hileyle, ama trafo kedileriyle, ama kömür-makarnayla vesaire… O kadar çok yöntem geliştirmişler ki kazanmak adına. Ve hep de başarılı olmuşlar bunca foyaları ortaya çıkmasına rağmen. Sizce neden? Bence işin iç yüzü çok daha derin!
İsterseniz geçen Pazar günü, cumhurbaşkanlığı seçimlerine geri dönelim. Seçim sandıklarının birinden yaşanmış bir anektoda, gidiverelim.


      Komşumuz, kendinin ve mahallesinin oylarına sahip çıkabilmek adına seçim görevlisi olarak yazdırdı kendini. Gün boyunca, çok gerginlik çıkacak diye kendi de gerilmiş fakat, 3 aday ve tek pusula olunca işler çok daha kolaylaşmış tabi. Sıra yok bişey yok. E tabi katılım oranının da son 12 yıla göre çok düşük olduğunu gözönünde bulundurursak…

cumhurbaşkanlığı oy kullanma seçim

      İşte akp’li bir görevli, durmadan akp aleyhine söylemler yapıp duruyormuş, en aşırısından ama. E komşu rahatsız olmuş kıllanmış(akp’li değil komşu). Sen akp’lisin neden bu kadar yeriyorsun partini, yoksa nabız ölçmek, ağız yoklamak için mi yapıyorsun bunları dediğinde görevlinin verdiği cevap ne olsa beğenirsiniz: “Çalıştığım işyerinin patronu bizi zorla akp’ye kaydettirdi. E çıkamıyoruz da” Nedense şaşırdım buna da. Ama bizim bilmediğimiz ne baskılarla cumhuriyetin varlığına ihanet ediliyor, ancak o partinin içine girenler bilir. Tek dileğim, allah herkesin gözünü açsın, herkes UYANSIN!

      Başka… Yakın bir arkadaşımla onun bir tanıdığı ve ben. Çamlıca tepesine çıkmıştık bir akşam. Manzara, ışıklar derken İstanbul alabildiğine güzeldi. Konumuz İstanbul’un güzelliği değildi tabi tahmin ederseniz. O tepeye üçümüz, akp ile meşhur pensilvanya dedikleri cemaat kolkolayken, cemaat daha paralel değil, devletin içinden tam anlamıyla dik geçerkenki zamanlarda çıkmıştık. Konu konuyu açmıştı. Hafiften bana akp gençlik kollarına kaydolmam konusunda tavsiyeler veriyorlardı. İşe gireyim, ekmeğim garanti olsun, refah içinde rahat rahat yaşayayım vesaire nedenler öne sürüyorlardı. Hem, sakalım ve uzun saçımla da hacılar gibi görünürmüşüm, yani parti içinde baya sevilirmişmişim. Ha, ben hayır katılmayacağım cevabını nasıl söylerim derken o arkadaşın ağzından şu sözler de döküldü: “Düşüncesi akp’ye o kadar ters, o kadar düşman var ki içerisinde. Bakma sen akp’nin güçlü olduğuna, herkes çıkarı-menfaati peşinde. Herkes o pastadan pay istiyor.” Yani, kozmopolitliğine hayranlık(!) mı duysam, yoksa Türk insanının sadece kendini düşünmesi, çıkarcılığı ve başkalarına sırf kimliklerinden duyduğu nefretten dolayı ne kadar garipleşebileceğini gördüğüm için şoka mı girsem, bilememiştim.

çamlıca tepesi manzara akşam

      Ama aklımda kalan tek şey, aydınlanmıştım. Akp’nin neden var olduğunu, hangi nefret ve kinin var ettiğini görmüştüm ve ben, o gece kesinlikle değişmiştim. Daha doğrusu nettim, kimliğim ve siyasi(!) düşüncelerim kesinlikle yerine oturmuştu. Vesaire vesaire, yani o gün öyle şok olmuştum ki duyduklarıma. Sadece bencil olanın kazandığı bir ülke olmamıza ve kendi hemşerine bile güvenilmeyeceğini “somut örneklerle” anladığım o gece, BÜYÜMÜŞTÜM!

      Bu yüzden, bence akp’nin içyüzünü sizden daha iyi görebilir ya da hayal edebilirim. Hatta bu yüzdendir ki Soma’daki vatandaşlarımıza hiç KIZAMIYORUM bile. Sadece onlara mı? Gözleri, kalpleri kararmış, kurtarılmasını dilediğim bir çok kesimin de akp’ye oy yağdırmasına da kızamıyorum. Soma’ya gelecek olursak. Dünya tarihinin en büyük madenci kazası olarak tarihe geçti. Herkes 301 diyor ölen madenci sayısına fakat bir de yaşayanlara gidin sorun, herkesin ağzından en az 750 rakam çıkıyor. Daha girilmemiş, açılmamış bölmeler varmış vesaire. Kısacası çok gözönünde bir yer. E hükümetin zihn-i yapısını da az çok bileceğinize göre. Bence oradaki baskının/şiddetin boyutları o kadar büyük ki? Alternatif/sosyal medyaya ulaşamayacak şekilkde karantinaya alınmadıklarını kim garanti edebilir ki? Acaba soma halkı kendisi mi oy verdi, o pusulalara tercih mührünü kendisi mi bastı? Hileleri açığa çıkarabilecek fırsatı bulabildiler mi sanıyorsunuz?

Muhalefetimiz muhalefet olaydı, acı çekmezdik bu kadar! Zorla ekmel'e oy vermek düşüncesinde olanlarımız kadar, zorla selahattine veya zorla da tayyip'e oy vermek zorunda kalanlarımız da vardır!
Sosyal Medyada Paylaşın:    Facebook Twitter Google+ Stumble Digg
 photo geri_zpsvjjlxydp.png  photo ileri_zpsmnpu8fzu.png

3 yorum:

  1. Öyle dertliyim ki bu konuda... Nasıl oluyor aklım almıyor. Uyan Ülkem diye diye bir hal olduk ama millet salaklığa devam ediyor. Çok güzel söylemişsin de bir şeyin değişeceği yok :(

    www.seleninevcilikhayatı.com

    YanıtlaSil
  2. salaklık değil asıl olay çıkarcılık işte. Millet uyanık da yanlış açıdan bakıyor işte. Aptal dediğiniz bir kesim var ama onları da bugüne kadar bilerek cahil bırakmış, toplum düzeni(!) denen şey. Akp o sessiz yığını da yönetmesini, arkasına aldı biraz da.

    YanıtlaSil