25 Ekim 2013 Cuma

Empati Mektupları


      Bu sabah aldığım bir mail.. Önce içeriği anlamayışım.. Vesaire.. Fakat nerden bilebilirdim ki bugün bu yazıyı bana yazdırabileceğini. Ah, aldığım mailden ve empati mektubuyla alakası nedir ondan bahsedeyim size.



      Evet, bu sabah aldığım bir mailde kocaman bir "EMPATİ" yazıyordu. Allah allah dedim. Çünkü birkaç kişiden bazı mailler almıştım(tabi ki de olumlu, hayır tehdit falan almıyorum güzellerim. Rahat olunuz). Bir kişi daha bu şekilde bana ulaştı sandım. Derste olduğum için maili açamadım. Fakat verdiğimiz ilk arada hemen kantine koşup, suyumu aldıktan sonra(su cildi güzelleştirir, vücudu sağlıklı tutar) hemen maili açtım. Sonra farkettim ki benim yazdığım bir "MEKTUP" a cevap gelmiş. Ahahahahahah. Cevap ta bekliyordum ama unutmuşum yani :D Tamam. Yayınladıklarına dair bir mail atmışlar, ben de onlara teşekkür ettim yayınladıkları için(mailiniz gerçekten çok kibardı empati mektupları, bunu ayrıca takdir ettim).

      İlk kurulduğunu gördüğümde o zamanlar "Gezi Parkı Direnişi" hala sürüyordu. O arada "bir biseksüelin" mektubunu gördüm. E dedim LGBT derken hep "eşcinsel erkekler" görüldü.(Genel olarak diyelim, ki zaten gezi parkı direnişi zamanlarında açtım ben de blogumu, hahah. Hem kendimle ilgili umutları da yeşerten bir direnişti.) Trans kadınların sesinin de duyulması gerek dedim. Tamam bir komite olarak yazmadık, evet sadece kendi başıma yazdığım bir mektup. Fakat bir travesti'nin yazacaklarını veya seks işçisi bir transseksüel kadın'ın yazacaklarını tahmin edemedim, edemezdim de, çünkü yaşamadım. Aklımda hep durdu, kelimeleri toparladım, yazarken birden yazıp yollamak istedim. İyice hazır olmayı bekledim. Ve sonra başladım. Mailime hemen cevap gelmedi, fakat geleceğinden emindim(ki bu sabah geldi de).

      Böyle bir projeye, platforma gerek vardı ama neden? Diyorsunuz. Diyenleriniz vardır, 5 parmağın 5'i de bir değil tabiki. Buyrun kuruluş amaçlarını kendilerinden dinleyelim.
Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım..

Ölümsüzlüğe uğurladığımız 5 can.. Geride bıraktıkları aileleri..

Annelerimiz, babalarımız, ağabeylerimiz, bacılarımız, kardeşlerimiz..

Yanlarında olduğumuzu gösterme zamanıdır canlar!

Alalım kağıt-kalemlerimizi ve hissettirelim annelerimize, binlerce evladının haykırışlarını.. Binlerce mektupla, şiirle, yazıyla!

Duyuralım sesimizi..

“Yanındayız, bizde evladınız!”
      Empati mektubu birkaç yerde(ulaşmak isterseniz, siz de empati yapmak veya karşınızdaki insanlara kendinizi açmak isterseniz): Facebook'ta,  Twitter'daRadikal Blog'da adresleri var. Şu sıralar çok az mektup gelmiş, ama keşke daha fazla empati yapılsa, örnekler çoğalsa diyorum, inşallah o da olacak.

      Benim mektubuma gelince(ay görünürlüğüme aktvizimimie sağlık, ne de egoistim ama, o küçük dağları da ben yarattım bilmem söylemiş miydim önceden ahahaha, tamam cıvımayacağım bu sefer.) Uzun zaman sonra bir mektup geldi; bir transseksüel kadın'dan isterseniz tıklayın, yok efendim çeşitli nedenlerden açamadıysanız ya da tıklamak istemezseniz aşağıya da koydum mektubumu, huzurlarınıza sunuyorum.
      Uzun zaman sonra bir mektubumuz geldi.

BİR TRANSSEKSÜEL KADIN'DAN

Transseksüel kadın da nedir? Ben anamın karnından bir erkek vücuduyla doğdum. Doktorlar, tebrikler bir "oğlunuz" oldu demişler.
Ataerkilizm'in pençesindeki zavallı babam ve ailesi ortalığı
inletmişler, sırf pipim var diye. Ama bir çocuk doğar doğmaz gerçekten de cinsiyeti belli olur mu? Önce kendisine sormak gerekmez mi? Kişi, cinsiyetini en iyi kendisi bilebilir çünkü.

Gel zaman git zaman, cinsiyet ayrımının en belirgin olduğu
ülkemizde(kadın ve erkek nüfus cüzdanı bile renk olarak farklıdır)
bana sorulmadan verilmiş olan masmavi kimliğimin hakkını verebilmem için beynimi yıkamaya başladılar, bense küçük yaştan itibaren eğer yaşamak istiyorsam erkek gibi yaşamam gerektiği hafızama kazındı. Kadın kılığı vs. Hep ilgimi çekti, fakat kendimle özdeşleştirmeye bile korktum. Transfobiyi içselleştirmem için gizli baskı uyguluyorlardı.

Asıl cinsiyetime uygun davranınca başıma gelmeyen kalmadı, tecavüz hariç. Beden eğitimi derslerinde bile kız erkek ayrılırdı ve ben bu belirgin ayrımın içinde hep kızlarla oynayabilir miyim diye izin almak zorunda kalıyordum. İzin aldığım da oluyordu, alamadığım da.

Zaten babam ve ailesi, yüzüme karşı da açıkça söylüyorlardı, erkek
olduğum için beni sevdiklerini. Ya penise bu kadar meraklılarsa
kavanoz içinde teslim edeyim kendilerine ameliyatımdan sonra! Bana yapılan her türlü erkek muamelesi çok ağır gelirken bir de üstüne üstlük vücut olarak ta erkek olmak zorunda kalmak çekilmez bir işkence haline geliyor.

Ki daha yaşım 20. Her yerde başıma gelecek tehlikelere karşı sürekli tedirgin olup yaşamımı, kendimi bastırıp hayatımın tamamından çalmak zorunda olmak, ağrıma gidiyor! Transfobi içi boş bir şey sadece, fakat öldürüyor, bunu biliyor muydunuz? Bir eşcinsele göre çok daha fazla zorluklarla mücadele ediyoruz, açılsak ta, açılmasak ta!

Ha eğer herşeyi göze alıp, insanların(en yakınlarınız da dahil)
ikiyüzlülüklerinden acı çekmeyi göze alıp cinsiyet geçiş sürecine
başladıysanız.. Vay halinize! Bir mektuba sığmaz transeksüellerin
türkiye cehenneminde çektiği ızdırap! Zorunlu seks işçiliğinden tut ta
yanlış ameliyatlar ya da hukuki süreçte bizzat yetkili mercilerden
uğradığınız şiddet, hiç mi iyi seçenek yok allahaşkına?

Geldiğim son notayı söyleyeyim mi: Yarınımın(bir sonraki günün)
hayalini bile kuramıyorum, cinsiyet değiştirmeye KORKUYORUM, tam bir muallaktayım ve daha 20 yaşındayım! Vicdanlarınıza durumumu yeterince özetleyebildim mi acaba sayın okuyucu? Bizi eşcinseller bile zar zor anlıyor sizden mi birşey bekleyeceğim ahahahah güldürmeyin beni.

Annem ve diğer insanlar beni severken bile içim yanıyor, kızım ama
OĞLUM DİYORLAR VE BEN HAYIR KIZIM DİYEMİYORUM! SAKALLARIM KILLARIM PENİSİM VE MASMAVİ KİMLİĞİM BUNA İZİN VERMİYOR!

Hani sandığınız gibi erkek ve şehvet düşkünü ve heveslerine yenik
düşmüş bir kuduruk değilim, daha fazla erkeği kendime aşık etmek için de katlanmıyorum bunca şeye. Beni kendinizle karıştırmayın.
Sosyal Medyada Paylaşın:    Facebook Twitter Google+ Stumble Digg
 photo geri_zpsvjjlxydp.png  photo ileri_zpsmnpu8fzu.png

0 yorum:

Yorum Gönder