D erdi annem hep. Hayatında birçok şey yaşamış ve görmüş. Bazen kendini de ortaya atmış sanırsam. Ağzı yanmış olacak ki bana da nasihat veriyor. Ama illa ki bu bencilce sözü çoğumuz işitmişizdir.
Yaşadığımız ülkenin adı Türkiye. Ve birçoğumuz hayatına “en
yakınlarından” kazık yiyerek başlıyor. Dile gelmiş veya gelmeye çekinmiş
birsürü kazık. Hep bizim zararlı çıktığımız, iyi niyetimizin illa ki birilieri
tarafından suistimal edildiği kazıklar.
Bakıyoruz ki herkes aslında bir kazık yiyor. E kazık atmayı
öğrenen de cabası. E nerde bu herifler? Nasıl ki “eşcinseller her yerde!” ise
kazıkçılar da her yerde oluyor. Böyle olunca hedef olmamak adına insan kendini
ger çekiyor ve güvence altına alıyor. Peki güvence altında da ne oluyor?
Hep bir korku hali mevcut, lafını söyleyememe, başına
geleceklerinden korkma… Hepimiz böyle olduğunu biliyoruz. Diktatörler de öyle.
En ufak bir isyana karşı insanların korktukları şeyleri göstererek iyice
kendilerine bağlıyorlar. Böylece “katlanma” duyumuz gelişiyor. Herkesin ağzında
“öyle ama ne yapalım?” Hakkını savun, hak savunalım demeye kalmadan önce
içlerindeki gazı boşaltıyorlar, daha sonra da bu kişi hala hak aramaya devam
ediyorsa, bir güzel KORUYORLAR. Aman öne çıkma bu kadar, aman gözönünden uzak
dur, aman hedef olma bak başına kötü şeyler gelir.
Böylece kısırdöngü bir hayatın içinde stres kankamızla
birlikte bir güzel çöküyoruz. Evet, çöküyoruz. Yaşlanmak ne münasebet? Yaş alıp
olgunlaştığımızı da nereden çıkardınız? Şehir efsanesi onlar hep. Kim yaş
aldıkça olgunlaşmış söyler misiniz bana?
LGBTİ aktivizminde de bizlerin en çok korktuğu şey “ifşa
olmak”. Ortalığa bu kadar atlarsak REZİL OLURMUŞMUŞUZ! Elimizdeki “haklarımız”
da(ne hakkı ya) gidiveririmiş. Katillere potansiyel hedef olurmuşuz. Katillerin
diktatörlüğünde yaşamaya devam, kalaşnikoflara bir selam. Önce kendimize dikkat
etmek gerekirmiş. Toplumun bazı hassasiyetleri varmışmış, cinsel kimliklerin
haklarını ve çeşitliliğini savunmak RİSK ALMAK imiş. Hatta ve hatta hem
doğuştan hasta, hem de elimizde olmayan bir sebep(!)ten ötürü günahkarmışız. Ay
bir de sapıklığımız varmış tabi. Böylesine ucube(!)ler neden atarlar ki
kendilerini ORTALIĞA!
Kısacası insanlıktan bahsetmek, haksızlığa direnmek yem
olmakmış. İnsanlarımız kendi bencilliklerini yaşamaya devam ederken mutlu olduklarını
zannederlermiş, ÇÜNKÜ etliye sütlüye karışmayınca güvende olurlarmış. Zulüm
neymiş ki, atalarımız daha beterini yaşamışlar, neden halimize
şükretmiyormuşuz? Ha bu tipler bu arada yan sokağında bir “travesti” öldürülse
film izlemekten ruhu bile duymaz, şans eseri duysa vereceği tepkiyi tahmin
etmek oldukça zor.
Ne yaşıyorsak korkaklığımıza müstehak. Kendimizi ifade etmek
bile tehlikeli çünkü.
Hiç kimse bundan memnun değil ama bir allahın kulu -Ateistşer ve türevleri dahil - kıçını kaldırıp birşeyler yapmıyor. Ne diyelim iyi geceler.
YanıtlaSilÇok güzel yazmışsın yine. Ama elinden bir şey gelir mi? diyeyim ben.. kim değiştirecek bu kötü anlayışı hele ki bu hükümetle... :(
YanıtlaSilkusura bakma ama bu toplulukta mantığın azıcık gelişmesi lazım ki eşcinsel hakları daha sağlam olsun.Bu mantıkla çok zor yahu :(
YanıtlaSilAh be canım diyecek bir şey bulamadım.
YanıtlaSilTeknik bazı sorunlardan ötürü geciken cevaplar için özür dilerim sevgili dostlar.
YanıtlaSil@liseligey sorunumuz bu, kesinlikle birşey yapmama konusundaki korkaklık görünümlü direncimiz
@sayınselentopalhanımcığım en azından denemek ya da yapılamayacak birşey ise bunu da dile getirmek lazımdır en azından. Elimizden ne gelirse...
@plazanınsesigülü özellikle mantıkta geri gidiyoruz ama bir o kadar da ilerliyoruz. Bence sancılı bir süreçteyiz hepsi bu :/
@içimdenanılar sen de haklısın be gülüm