Z aten ülke karışmış, sen gelmiş fasulyenin faydalarını mı yazıyorsun diyecekler yazının linkini alıp buzlukta saklayabilirler. Toplumsal kaosun eşiğinden döndüğümüz zaman aynı tazelikte tekrar okuyabilirler böylece. Konumuz aşkla bağlantılı. Ya da cinsel arzular, farklı görülen istekler ve daha fazlasıyla ilgili çıkarımlar...
Erkekler, kimine göre adam olan, kimine göre yiğit delikanlı. Kimine göre de birer testosteron yığını. Bazen çok yüzeysel/düz mantık, bazen de pratik. Bunlar hep erkeğe olan bakış açıları. Çok farklı erkek ve erkeklik tanımı var fakat tek bir konuda asla dertli olmazlar; Aşağı görülme! Böyle olunca cinsellik yaşama konusunda çok özgür oluyorlar, hatta sırtları sıvazlanıyor. Peki gerçekten ne olursa olsun bu durum aynı mı kalır?
İdeolojik değişimlere değil, ataerkil düzenin içerisindeki istisnalardan bahsedeceğim tam olarak. İki durum var; ya erkeklik kurallarını yıkarsın ya da kuralı yıkmış birini seversin. Görünen köy bu, fakat bu köyün kılavuza ihtiyacı var. Çünkü ortada görünmeyen üçüncü bir durum söz konusu; trans kadınlarla mutlu olabilecek bir adam! Aynen öyle, bazı erkekler trans kadınları da sever. Hatta bazıları özellikle trans kadınları sever. Sevme nedenlerini sorduğunuzda ya bir kadında penis görmeyi sevdiğini, ya erkekleri daha iyi anlıyor olduklarını, ya da bedenen erkek doğmuş biri eğer travesti olarak dolaşıyorsa ona ulaşmanın daha kolay olduğunu söylerler. Üçüncü söylediğim konu gizli eşcinsellik ve bu yazının konusu değil. Diğer nedenlere dönecek olursak bu adamların fantezi dünyaları diğer erkeklerden biraz farklı.
1.Grup: Penis Aşıkları
Özellikle birinci nedenden dolayı trans kadınları arzulayan erkekler kendilerini en çok sorgulayan gruptur. Sorguladıkları şey ise yaptıklarının doğruluğu/yanlışlığı, neden bunu sevdikleri, eşcinsel olup olmadıklarıdır. Cinsel fantezileriyle ilgili en derin düşünceleri; "etraftakiler duyarsa erkeklik ve itibar elden gider"dir. Ataerkinin kuytu köşelerde en çok canını yaktığı erkek tipi bunlardır. Eşcinsel de değillerdir fakat bir nedenden dolayı partnerlerinde vajinayı değil penisi görmek isterler. İstemesine isterler fakat çevrelerinden gelecek baskıların çok daha fazlasını kendilerine yaptıklarından temiz yüzlü, ortanın biraz altı güzellikte(!) bir kadın -ki görücü usulü oranı da yüksektir- ile evlenirler. Eee erkek bu ya, bir kadını "kanatları altına" alabilmişse rüştünü ispatlamış demektir. Bu tipleri sosyal medya mecralarında eşiyle ortak açtığı hesaptan ya da koyduğu fotoğrafların hepsinde/bir çoğunda eşiyle sarmaş dolaş olmuş haliyle "dostlar alışverişte görsün" mottosuyla görebilirsiniz.
Gerçekten mazmut bir yaşantı ya da düşünce tarzına da sahip olabilirler, fakat yüzlerindeki gülücük asla içinizi ısıtmaz. Size gelene kadar eşinin de içi ısınmaz o düşüncelere, fakat o da ya susmak zorundadır ya da gerçekten sütten çıkmış son ak kaşık odur. Eğer böyle biriyle rastlaşırsanız(ki kesinlikle sosyal medyada karşınıza çıkar) çok kısa sürede samimi olmak için çaba sarfettiğini görürsünüz, hatta nadiren irrite edecek acemilikte boyutlara varır. Testosteron ile vicdanı arasında kalmış bir bireye yapılacak en iyi şey "aile hayatını" hatırlatıp yolları medenice ayırmaktır. Ama adam bekar ve tek bir eşe sadık ise mutlu ve kaliteli bir berabeliğin kapılarını aralamanız toplumun mutluluk ortalamasını da yükseltecektir.
Birinci gruptaki erkekler eğer anlayışlı bir eşe sahiplerse cinsel zevklerini rahatça karşı tarafa aktarabilmeli. Hem kim bilir, belki kadın da belinden bağlamalı bir nesne ile ilişkiye girmeyi seviyordur. Böylece aldatma konusunun lafı bile geçmeyecek, hem de farklılıklarını kutlayarak çok daha mutlu ve örnek bir çift olabilecekler. Cinsel açıdan gerginlikleri bulunmayan aileler çocuk yetiştirmek konusunda çok daha verimli olabilirler. Daha fazla sayıda iyi yetişmiş çocuk da daha iyi gelecek demek. Bunun önündeki tek engel ataerki.
2.Grup: Erkeğin Halinden Erkek Anlar
Sosyal medyaya ihityaç duymaksızın kokularından ya da görüntülerinden anlayabilirsiniz. Yakışıklılık konusunda kesinlikle bir genellemeye gidilemeyen bu grubun üyelerinin en ortak özellikleri maskülenlikleri. Bu maskülenlik çok az bir yüzde ile karizma olarak ortaya çıkarken daha fazla bir yüzde hanzoluk, barzoluk, kıroluk, bıçkın delikanlılık, biraderlik ve benzeri kılıklarda karşımıza çıkabiliyorlar. Erkekliklerine laf ettiğiniz durumlarda karizma oranı azaldıkça fiziksel şiddet oranı artıyor. Karizma arttıkça da olay sözlü ya da cinsel saldırı boyutuna geçiyor. Erkekliğe gelen bir sorgulamayı kesinlikle en ağır hakaret olarak kabul ediyorlar ve ortaya canlarını koyuyorlar. Şeref namus meselesi olarak kendilerine cinsiyetlerini seçmiş insanlardır(Normalde şeref veya namus gibi kavramlarda dürüstlük, hırsızlıktan uzak durmak gibi kavramlar daha önde durması gerekir).
Ataerkiyi tekrar olarak üretmeleriyle de bilinen 2.grubumuz kadınları iş hayatında, trafikte ve bazen de evde yetersiz olarak görmektedir. Her konuda erkeklere olan saygıları ve güvenleri çok daha fazladır. Yetiştirilme tarzıyla bilinçaltlarına işlenmiş erkekliğe olan hayranlığı artık içgüdü haline getirdikleri için topluma ve yeni nesillere de yayma görevi üstlenmişlerdir. Bu içgüdülerden biri de hayatı sadece erkeklerden ibaret zannetme ya da bu şekilde olmasını istemektir. Feminist hareketin bir numaralı düşmanı olan 2.grup üyelerinde homofobi had safhadadır. Evet, bir erkek asla bir erkeğe yanaşamaz onlara göre. Fakat hayatlarında hiçbir kadının da onlara yatakta mutluluklar yaşatamadığını düşünürler, ki kendileri mutlu olmayı beceremedikleri için aslında kadınları da mutlu edemezler. Empati yeteneğinden de yoksun olmalarından ötürü kadınların hiçbir zaman erkekleri anlayamayacaklarını, erkek olmanın bir hediye olduğunu ifade ederler.
Fakat cinsel yönelimi gereği kadınları da arzulamaktalar. Bilimum yerlerde bikinili manken fotoğrafları asla eksik olmaz. Onlara da ulaşamazlar ve önlerinde bir seçenek daha görürler; trans kadınlar! Transeksüellik hakkında doğru bilgi sahibi olmadıkları için trans kadınları birer erkek ya da "yarı erkek" olarak görürler. Ayrıca cinsiyet kimliğinin biyolojik bedenimizden geldiğini zanneden güruh, trans kadınları "ya belki bir yerinde bir kusuru var bilemeyiz ama en azından erkek yani, yatakta ne istediğimizi bilirler, bizi süründürmezler" düşüncelerine alet etmeye başlarlar. Evet, hele ki genç trans kadınlar sevgiye çok muhtaç olduğu için kolay kanabilmektedirler(okuyun bu satırları da kanmayın bunlara be)! Böylece ikinci grup erkekler masum transları kendilerine zevk hizmetkarları yapma cüretinde bulunuyorlar.
Kolay kolay evlenmeye yanaşmazlar(bekarlık=sultanlık ve erkek kankaları/kardeşleriyle hayat çok daha zevkli geçer). Eğer evli ve çocuklularsa ailesiyle travesti sevgilisi arasında ikili bir yaşam sürecek ve "özgür olamamanın(!)" baskısıyla aile içi şiddete başvuracaklardır. Topluma kazandırılması en zor grup oldukları için sistematik olarak çalışmak elzemdir. Kadın-erkek eşitliğini anlamaları, trans kadınların erkeklikle hiç bir bağının olmadığını(yani erkekleri daha iyi anlayamayacaklarını) idrak etmeleri ve aşırı doz erkekliğin de bünyelerine zararlı olabileceklerini farkettirmek sadece ilk aşamayı atlatmalarına yardımcı olacaktır.
3.Grup: Gizli Eşcinseller
Eşcinsel erkekler, yine erkeklerden hoşlanırlar ve ilgileri erkeklere doğrudur. Ve kesinlikle de kendini gey olarak tanımlar ya da tanımlamaya cesaret edemezler. Bu grubun üyeleri kesinlikle karşılarında bir erkek aramaktadır. Fakat yaşadıkları ülkenin homofobi seviyesi arttıkça eşcinsel bir beraberlik yaşayabilecekleri adamları bulmakta zorlanırlar. Eşcinsel olabilecek adamları kesmeye yarayan "gaydar"ları buğulanır ve cinsel dürtülerini de bastıramazlar. Bu yüzden, özellikle de geçiş sürecine yeni başlamış transeksüeller ile maskülen kalıbından tam olarak kurtulamamış travestileri çıkış kapısı olarak görürler. Karşılarındaki her ne kadar bir kadın da olsa onları erkek olarak görmektedirler.
Trans kadınların haklı olarak "biz kadınız" demesindeki ısrarları da üçüncü grup erkeklerinin libidosunu alaşağı ettiğinden dolayı transfobi beslemeye başlarlar(Transfobileri hormonal kaynaklıdır da diyebiliriz). Bir yandan pişmanlık ve biraz da vicdan azabı hissettikleri de görülebilir(trans bir kadınla ilişkiye girmekten ötürü). Fakat unuttukları bir ayrıntı vardır, eğer translar olmasaydı kendilerine bir çıkış kapısı bulamayacaklardı. Hormonal kaynaklı bir nankörlük söz konusu iken yaşadıkları ülkenin LGBTİ hareketini de bölücü/harekete zarar verici potansiyelleri bulunmaktadır.
Çözüm konusunda en uysal grup olduklarını söyleyebiliriz. Bir cinsel terapist ile korkularının üstesinden gelirlerse diğer gey erkekler ile korkmadan irtibata geçip daha mutlu bir hayata gözlerini açabilirler(Böylelikle translarla uğraşmayı da bırakırlar).
Herkes kesinlikle 2 grup arasında kalmıştır diye düşünüyorum :P
YanıtlaSilHahahah bilemem valla kim nerenin ya da neyin Arasında kalıyor?
YanıtlaSilYa da düzgün, zeki erkekler kategorisini eklemeyi unutmuşsun :)
YanıtlaSilAaaaa :) nasıl yani? Neredeler yahu hiç görmedim. Eğer gördüyseniz ne mutlu size, mutluluğunuz daim olsun :)
SilGeçiş sürecine yeni başlamış bir Trans Kadın olarak kimsenin sevgisine ihtiyacım olmadığını belirtmek istiyorum. Bence daha faydalı yazılar Paylaşmalisiniz emeğinize saygı duyuyor ve Teşekkür ediyorum genede.
YanıtlaSilGeçiş sürecine yeni başlamış bir Trans Kadın olarak kimsenin sevgisine ihtiyacım olmadığını belirtmek istiyorum. Bence daha faydalı yazılar Paylaşmalisiniz emeğinize saygı duyuyor ve Teşekkür ediyorum genede.
YanıtlaSilUmarım dengeli ve sağlam adımlarla dolu bir geçiş Süreci geçirirsin. Gerçekten, kendisini seven hiç bir insan başkasının sevgisine Muhtaç kalmaz! Tebrikler. Sitenin menüsünü incelersen eski yazılarımda o faydalı bilgileri daha önce servis etmiştim aslında :)
SilHarika bir blogunuz var... Ancak sevgiye ihtiyaç duymak falan kısmına çok katıldığımı söyleyemeyeceğim... Sevgisizlik olmaz :) burada katkım olsun isterim ve trans kadınlarla birlikte olan erkeklerle ilgili ir yazım var https://www.angelsturkiye.com/blog/lgbti-blog/travestiler-ile-birlikte-olan-her-erkek-es-cinsel-midir/
YanıtlaSil