Merhabalar ahali. Bu sefer de dünün post'unu bugün yazıyorum kuzum. Geçmiş gazete haberlerini araştırırken(ki daha sonra yine transfobiye değineceğim bir sonraki postta) şu habere rastladım. Bülent Ersoy'un ameliyat olup vajinasına kavuştuğu o andan bahsediyorum. İlginç bir şekilde sanki kendiminkiymiş gibi çok mutlu hissettim. Sevinçten nasıl kıpırdıyorum anlatamam, "hani tifişçik korkuyodun lan nooldu?" dedim ve şaşırdım kendi kendime.
Sanırım aynı mutlu ve huzurlu anı Bülent Hanım'da yaşamıştır.(AY darısı başıma diyorum iinşallah) Çünkü resmi olarak ta toplum düzeyinde kadın olduğunu ispat edecek altın değerinde bir kimliğe sahiptir artık(Daha doğrusu sahip olacak, işin dilekçe verme kısmı dava kısmı falan da var yani) Ya baksanıza ne kadar içten gülüyor öyle. Zafer işareti falan. Sanırım ben de bu kadar önemli bir anda kendimi biraz daha önemli hissetmek, etraftan da böyle hissettirilmek isterdim.
Ama ve lakin haberde birkaç tane hata var annem, mesela artık Bay Bülent Ersoy yok diyorlar, e yavrum o zaten hiç bir zaman yoktu ki! Hatta 29 yıl sonra muradına erdi diyorlar ya, asıl ona ve diğer transseksüellere de onca yıl acı yaşatanlar kahrolsun. 29 yıl erkek muamelesi görmek, ay şimdilerde bile beni azcık hoşnutsuz ediyor. Kadın olduğumu biliyorum, fakat yaşayabilmek adına erkek muamelesi görmeye de katlanmak zorunda kalıyorum ne yazık ki :( Ay valla toplumun kabullenmesini de bekleyemem, ne bu böyle ya? 25'imden sonra olursam ameliyatı artık testosterondan vücudum ne hale gelir siz düşünün! Hayır ben zamanla da yarışıyorum bu anlamda. Sonra da geliyorlar anlamadan dinlemeden topluma sur çekiyorlar, bizi de dışarı atıyorlar, öl orada diyorlar, ölmeyenimizi de öldürüyorlar, SEFİLLER!
Bugün de bir derse katıldım, aslında ders değil, sadece adı ders, kredi yok devam zorunluluğu yok, gelip konuşma veya katılma zorunluluğu da yok, program hele hiç yok! Oh! Aslında tam bir ütopya. Yiyecekler ikramlar paylaşım derken, yani kendimi nasıl harika hissettim size anlatamam. Konuyu toplumsal cinsiyete ona buna, tam da ilgilendiğim konulara bile getirebiliyorum. Biraz daha zorlasam LGBT makalesi falan sunacağım adamlara, yani rahat bir ortam. Hayır sadece kızlar yok, kızlı erkekliyiz. Ve hayır sayın yobazlar sevişmiyoruz! Hem sevişsek te sizi ilgilendirmez. A yoksa canınız mı çekti çekiyor ha :( Kıskançlık diyebilir miyiz? Yaşanmamışlıklarınız var ya, namuslu görünmek adına. Ya da yaşamadım diyerek dış Dünya'yı kandırıp ikiyüzlü birer ahlakçı olmalarınız... Ay neyse dediğim gibi. Bir de aldığım bir ders daha var, orada bir hafta gerçekten de LGBT konusuna açık açık değineceğiz. (Diğer üniversiteler toplumsal cinsiyete ayrı ders koyuyor be arkadaşım!) Ama bu konuların konuşulduğu alanlarda etrafımda şükür ki hiç homofobi görmüyorum. Homofobik espriler de yok. Oh diyorum bir nebze de olsa. Tabi zorunlu derslerimden hocaların birisi arada alttan alttan cinsiyetçilik yapıyor olsa da. Yok şahsıma özel değil, ama adam cidden şizofren be! Özellikle son birkaç gündür öyle çok ta seveni yok. Başta ben olmak üzere! Ses tonunun en iğrenç olduğu anda ağzına browniyi tıkayıp gırtlaklamak istiyorum adeta. Seveni de çok, fakat yine dersinin birinde erkek sayısının azlığından yakınmış, ya da şaşırmış bilemeyeceğim, erkeklerin ismini de öğrenirim hemen ahaha diyor ve işin içine malesef benim de ismim karışıyor. Boyun posun devrilsin senin püü rezil! (Buradaki zeka yoksunu sevgili salak hocamın evli ve bir küçük oğlu olduğunu da belirtmek istiyorum. Neden bilmiyorum, ama bilin istedim). Toplumsal cinsiyetçi bir adam. Ve en nefret ettiğim tiptir yani. Açık ara. Yere tükürenleri bile onun kadar iğrendirmez beni.
Bir de sevgili arayıp aramadığımı soruyor şimdiki kankilerim. Fakat içinde yaşadığımız dünya heteroseksist olduğu için "kız arkadaş" diye tasvir ediyorlardır akıllarında, sordukları anlamı tahmin etmek çok ta zor değil. Ben de çok fazla aramadığımı söylüyorum, sidik yarışında değilim havası veriyorum, sevgili bulmak için ölmediğimi belirtiyorum. Hahahah beni gidi olgun beniii(halbuki aşka da susamışım ha)
Bunu çok ta uzun tutmayacağım sanırım, biraz daha yazabilirdim. Fakat son noktayı da şöyle koyuyorum efendim(capsli mapsli ehuehuehue):
Not: Ooof of GERÇEKTEN bıktım be her türlü "erkek muamelesi" görmekten, "erkek" zannedilmekten. Yaşamak için buna katlanmak cidden büyük acı, hayır aslında sinir bozucu. Yapım gereği zorlamalara gelemeyen bir tipim, hiçbirşeyi tam olarak yapmak istemiyorum. Ama depresyona girip te kayışı koparmak ta istemiyorum.
"mesela artık Bay Bülent Ersoy yok diyorlar" böyle söylediklerinde evet artık bay yok bayan var. Bay olmanın zevkini çıkardım sıra bayan olmakta. çatlayın siz hihahaha diye gülsen? Hatta çok pis gülsen de çıldırtsan karşındakini. Laftan anlamıyor madem, eğleneyim dersin :D
YanıtlaSilAma LGBTQIA aktivizmine de büyük balta vurmuş olursun böylece. Bir de bu ameliyatları ay cinsiyetimden sıkıldım, estetik ameliyat gibi zevk için yaptırıyorum şekeeer tarzı çok yanlış bir tutum içerisinde bulunmuş olursun. Olmaz yani :D Başka türlü çıldırtırım onları ben ahahaha :D Uğraşamazlar efenim benle
YanıtlaSilBu kadının yerinde olmak isteyen senin gibi bi sürü kişi var ve bu işlemi geçirip üstüne hakkını arayıp (cinsiyetçi)kimliğine kavuşmasını imrenen translar var ama bu bireylerin varlığı bu kadını zerre kadar ilgilendirmiyor ya içimi yakan bu...
YanıtlaSilof o benim de içimi yakıyor bilmezmiyim bu kadının içten içe transfobisini. Transseksüelim bile demiyor. Doğurgan değilim diyor(yalan değil ama yine de bir aktivist değil) Zaten bir gazeteler bir de bu kadın yüzünden halk iyice transfobik oldu. Çektiği acıları mı unuttu acaba nedir??
YanıtlaSilBelki ona karşı da ön yargılıyız? Belki o gizlice yardım ediyordur? Gizlemesinin sebebi korkmasıdır belki? Belki de kim olduğunu kabullenemiştir, hayatın ilk 29 yılını görmezden geliyordur? Onu suçlamak kolay, halk onun yüzünden transfobik olmuş olabilir. Ama başka kimse de cesaret edip yüzünü halka gösteremedi. Mesela rüzgar erkoçlar bile gizleniyor. Ataerkil toplumda rahatça dolaşması beklenirdi sanırım.
Silaslında hiçbirşey yapmasa bile transseksüelliği bile yeter aktivizme. Fakat gizlenip saklanacak bir hali kalmamış ki? Rüzgarı da çok garipsiyorum fakat o da en azındanbir röportaj verebildi. Tabi sindirilme korkutulma illaki var yok diyemeyiz. Fakat sanatçılar da risk almayıp ürkerse sadece aktivistlerin becerebileceği birşey değil haklara özgürlüklere kavuşmak. Fakat trans erkekleri de ataerkilizm öyle kabul etmiyor. Kökeni kadın bedenli diye kadın kabul ediyor. Sonradan mertebede yükselmeye çalışmış diye düşünüyor. LGBTlere üçüncü cinsiyet demeleri de birinci ve ikincinin kim olduğu sorusunu aklıma getiriyor
YanıtlaSil