Tatili böyle geçen varsa kapatsın. |
Bu sene kurban bayramı hepimize tamı tamına 9 gün oluverdi, e tabi millet durur mu? Bir yoğunluk bir yoğunluk, kaçar gibi gittik memleketlere hep. Hatta İstanbul'dan öyle bir kaçış olmuş ki (ben de geride kalanlardan duydum) bayram boyunca iğne atsan yere sesi falan duyulurmuş, o derece(+İstanbul'da yere düşen iğne sesi duyulması -Woooww!)
Şehirlerarası Yolculuğum yazımda da bahsettiğim üzere ben de gittim kuzularım, gittim de biraz perhize falan girerim, bakımlarım aksamaz falan dedim, hani bana cidden "tatil" olacaktı.(O yazıyı da tee telefondan yazdım SIRF SİZİN İÇİN) İndikten sonra gittim ben eve, e sonracığıma yapacağımız planın üzerinden geçtik. Ben de sürekli ohhh memleket gibisi yoktur tafralarındayım. Biraz müzik dinledikten sonra yattım. Kalkınca direk kilo verdiren, sağlığına sağlık katan ve aynı zamanda lezzetli, besleyici özellikleri de bulunan kahvaltılarla beslendim(sabah simidi falan değil öyle). Bol bol sıvı tükettim, her gün yaptığım düzenli yürüyüşüme de tempo artırarak orada devam ettim. Annem de nasıl gıpta ediyor böyle, ben de yürüyeceğim diyor. E hadi gel diyorum ama iyice mızmızlanıyor sonra, ayakbağı oluyor bana. Hani ben 1,5-2 saat yapıyorum eğer yaparsam da. Yaparken dikkat ediyorum sadece bacaklar ve karın çalışıyorum, sadece incelip sıkılaşmak için. Eğer bütün vücudumu çalıştırırsam allah muhafaza kaslanabilirim :( Ayyyy ne o öyle erkek gibi, ıyk.
Her gece de annem yattıktan sonra bir güzel filmlerimi izlemeye koyuldum. Tabi belli bir noktadan sonra yoruyor. Bir bardak su içip yatıyorum öylece, bide sık sık tuvaletim de geliyor, hani cidden yaptıklarımız işe yarıyor ki bu kadar sık.. Tamam tamam :D Darısı başınıza. Öptüm.
Bu sefer anneciğim benim için bir formül bulmuş(hayır söylemicem burdan ayh ahahaha). Ben de nasıl sevinmişim sormayın, ama cidden hem cildimi geriyor, hem de rengini falan açıyor. Bir de sonra tonikle silip kremimi falan sürüyorum ki sanırsınız bebek cildi. Böyle şeyler beni mutlu ederken bir de anneme çeşitli yağları karıştırtarak, sarımsak suyu eşliğinde saçlarımda saatlerce beklettim ve bol bol şampuanla temizledikten sonra kremimi de sürünce ben bile maşallah be helal olsun bana dedim. o 9 günün sonunda bile kendime daha ince görünmeye başladım, annem bir de ilk geldiğim günde dedi, sen incelmişsin diye, özellikle de skinny jeans'li bacaklarımın muhteşem bir incelme var diyerek beni sevindirdi. Azmimi görüp daha fazla örnek almasını temenni ediyorum ve kendisini buradan öpüyorum. Ha bir de spoiler gireyim, daha seyrek bir biçimde "oğlum" demeye başladı. Yani anlayacağınız arada çocuğum, canım, hayatım tarzı hitapları da var. E ben de anne kelimesini az kullanıyorum, o da dengelesin diye. Kihkihikih :)
Ay bide babama da gittim, aman zorla yemin ediyorum, zaten elimde olmayan sebeplerden geç gitmişim, bir de kalmamak için harika bir bahane buldum. Yine aynı dırdırları etti, niye kalmıyon ki dedi, diken üstünde olduğumu falan dile getirdi, dedim hani geliyorum şu anda görüyorum seni, çocuk gibi şımarmanın ne alemi var tarzında güzel cevaplarımı da verdim. Yemin ederim bir kaşık suda boğarım ben onu ya! Ayda belli bir miktar para göndersin diye nelerine katlanıyorum bunun, ay bir de yapışıyor bana! ÖF! Küçüklüğümdeki hiçbirşeyi telafi edemezsin sen ikiyüzlü yılan! Bu sefer annem de bana karşı gelmemek zorunda kaldı, bazı şeyleri idrak ettiğimi bir kez daha anladı, anlasın da zaten! Yani kısa günün kârı bir de et verdi, kurbanlık, yemedim. Ahahaha :D Evde duruyor öyle, suyunu falan kullandık yemeklere.(Bir işe yaradı en azından)
Sonracığıma evimize gelen misafirliklere "abilik" yapmak zorunda kaldım, her zamankinden daha çok irrite etti beni bu durum, vallahi garipsiyorum ya! Bir de tipim tam üniversiteli gibi olmuş, cinsiyet değiştirmeye/düzeltmeye hazırlanan biri gibi değilmiş anacım. Duygularım karıştı :D Ama işin iyi tarafı, sonsuza kadar bizde kalmadılar, çocuklarla zaten anlaşabiliyorum(baya da oynadık eğlendik vs.) ve iade-i ziyaret'e falan gitmedik. Ziyaret demişken bir de bir akrabamızı ziyaret ettik, o da yıllardır görmedi beni, biraz da yaşlı bir kadıncağız, "ula bu kim?" dedi. Bu kızdır aynen dedi. Yerim yaa güldüm geçtim sadece, ay çok sağol teyzem beniiim diyip sarılamadım. Sonrasında zaten hep yanyana oturduk, ailede beni ayrı bir sever.(Ben de onu, ilk tanıştığımızda öyle değildi, hala pişmanım o ilk an için de. Sonrasında yaa yiyoruz resmen birbirimizi oy teyzoşuuum) Sevgilin var mı? dedi, "yok" dedim. Aman olmasın zaten dedi, ne uğraşacan tövbe töve tarzında, çok şeker birşeyler söyledi. Ben de dedim anneciğimin bulacağı bir kısmetle evleniveririm giderim dedim, gırgırına :D (Çünkü onların size baskı yapacağı konuda, hiç evililik lafını ağzınıza almazsanız hayatınızdaki bu kısmın kontrolünü kaybedersiniz. Ben özellikle evlilik konusunu açıp birkaç kelam ediyorum ki, ileride baskı yapabilmek için bahanesi olmasın, sırf laf olsun diye az buçuk bahsedin, hani direk kısmet bulacak değiller ya, kastıkça kasılırsınız çünkü ve herşey üzerinize gelmeye devam eder, cidden evlendirilirsiniz falan mazallah) O değil de anneciğim, SGK'lı Yeşil Pasaportlu bir koca aradığımı falan çakarsa :D ahahahahaha düşünüyorum da o kadar da olumsuz tepki vermez, geleceğini garanti altına al fakat kendin çalış falan der. Koca lafına da geri dönüp iyice kafayı duvara falan vurur sonra, nolii la? diye.
Ay şu an resmen kızın biri beni, saçımı, kıyafetimi falan inceleyip borazan sesiyle yanındaki arkadaşına anlatıp duruyor, valla döverim ha! Dedikodumu yapma, yapacaksan da sessiz yap be, dikkatim dağılıyor. Ay bir de içten içten öpüyonuz birbirinizi, öpücük seslerinize sevgili saygıdeğer telefonumu atayım! Harbi kafanıza geçircem bişey, alt satırlarımda bile devam ediyonuz, hani içimdeki ahlakçı muhafazakarı keşfedip ortaya çıkarıcanız olan o olucak hıh. YEMEYİN YAVRUM BİRBİRİNİZİ ALLAHAŞKINA EDEPLİ SEVİŞİN ULAN!(ay pardon)
Gel zaman git zaman (diye biraz da yazının sonuna yaklaştığımı belirterek), dönüş günüm geldi. Of ya, herşeyin sonu var ve şehirlerarası yolculuklarda valiz taşımak ayrı işkence, az yiyip kendime uşak tutucam. (Çifte kazanç misali, hem incelir hem de işlerimi başkasına yaptırabilirim) Neyse ki narin ve güzel vücudumu annem düşünüyor, evladına kıyamıyor da taksi parası tutuşturuveriyor. Ama bir yerden sonra yine de kendim taşıyorum. Eeee aslında her iş gelir elimden, ben güçlü ve becerikli bir kızım, EĞİLİN ÖNÜMDE, TAPININ BANA AHAHAHAH(EGO). Bir de aklımda sürekli olarak, blogumu nasıl yenilerim, ay nasıl güncel kalırım, nasıl şöyle güzel özellikler eklerim kii tarzında, sanki saçını yenilermiş, kıyafet, tarz değiştirirmiş gibi "kızsal içgüdü" lerimle sürekli bir değişim ve değiştirme isteği var. Bir iki birşey yaptım. Biraz daha devam ederim, ay valla hiç belli olmaz, bir bakarsınız, site evrim geçirmiş falan bir günde. Sadece yazılarla olmaz bu iş, daha fazla nasıl ulaşırım insanlara düşünceleriyle de "birkaç birşey" yaptım, inşallah işe yarayacak.
Haaa blogunda tek değişiklik yapmak isteyen ben değildim tabi. Bir de bu işin "Bal Oğlan" kısmı var. Oy ablasının kuzusuuu ay konuşmamızı koycam buraya :D
ve
Şekil 1.1 Baloğlan ve popisi, yiyin kızlar beyler serbest :D |
Böylece de bazı sorunları çözdüğümüze inanıyorum. Ablanızla kalın, bacınızı okumaya devam edin. Öptüm. (Bir bakmışsınız neler neler olmuş valla hiç belli olmaz) (Çünkü şu sıralar aşağıda linkini vereceğim 4 video'nun karışımı bir ruh haline sahibim.)
"Sen kıyafetlerini değiştirince çükün gidiyor mu?" Gülmekten öldü diye gazetelere çıkacağım ben offf aahah:D:D
YanıtlaSilGayet açıklayıcı ve benzersiz bir örnekle durumu açıklayım istedim.
YanıtlaSilHaa daha önce biri ölmüş öyle gülmekten :( hani ilk olmazsın, öldüğüne değmez kız :D Tut azcık kendini :D