3 Aralık 2013 Salı

Ay sıkıldım valla, yemin ederim yoruldum


      Ah AAYH! Bir OOFFF çeksem karşıki dağlar yıkılır. Vallahi haberiniz yok. Ay napiyim, herşey üzerime geliyormuş gibi hissediyorum! Cidden son birkaç gündür de birşeyler yazamadım, dersler ağır bastırdı! Zor yani benim de işim(diye düşünüyorum, şımarıklık da olabilir, düşünemedim de olabilir).




      Ya da bazı şeyleri artık çok yavaş ilerletmekten bıkıp çok daha hızlı bir biçimde mi atıldım ya bu hayata? Trans olmak, çok ağır bir yük. Bundan defalarca bahsettim. Heteroseksüel ve cinsiyetinden memnun tiplerden bahsetmeme bile gerek yok, onlar zaten egemen! Çok iyiler, oh maşallah! Allah bize de versin. Benim farkettiğim, görece olarak LGBT hareket ve LGBT oluş arasında da görece olarak eşcinseller biraz daha şanslı(gibi sanki). Evet, gizlenmeleri gerekiyor, geyleri kadın, lezbiyenleri erkek sayan bir kaç kişicik dışında(ki öyle değiller) kimle sevgili olacakları belli, çok kaşınmazlarsa insan gibi insan ve kendi yöneliminde bir aşk bulmaları da çok zor değil, bazen özenip imrenmiyor da değilim, en azından birçok konuda daha belirginler diye :(

      Fakat ya "transeksüeller"? Ciddi anlamda kendi varlığımdan korkmaya başladım. Anlatacağım bir hikayee var sizlere, inşallah kelimeleri toparlayabilirim.. O günden beri ne olduysa bana bi öyle düşünceler geldi, gitmiyor aklımdan! Lazer epilasyona gittim! Fakat ne zaman kıllarımı alsam, beklediğim gibi güzel sonuçlar olmadı, batıklar o bu falan! E lazerin bir seansı da çok pahalı, ki anca para yettirebildim. Offf, daha önceki "vücut traşlama" deneyimlerimden sonra da gören veya yakalandığım kişilerden (annem de dahil) acımasız sayılabilecek tepkiler alında içimdeki bütün güzelliği alıp söktüler. Dışarıya hiçbirşey çıkarmak istemiyorum artık sanki. Güzellik kalıpları umrumda değil sanki, bir şeyde bu kadar etkileneceğimi hiç tahmin etmezdim. Aman allahım ne oluyor bana? Geçiş sürecine başlamış sayılır mıyım kıl mevzusunda bilmiyorum ama bu bile ağır geldi. Şimdi etraftaki herkesten bunu saklamak durumundayım. Ya kızlar kıllarından utanır, ay ben kılsızlığımdan utanıyorum, ay biri görecek de laf edecek diye. (Ki uygulamalar da tam hayal ettiğim gibi olmadı, bazı handikaplar çıktı, o da demoralize etti beni resmen, aay oof yıkıldım sanki, bunu bekliyormuşum gibi)

      Bir bedende farklı bir ruh taşımak, o ruha da bazen inanmak istememek, inanmadıkça herşeyin çözüleceğini ve kolay olacağını düşünmek. Aman allahım ben böyle biri miydim ki? Hayır ya! Ama şu sıralar anlayın beni, sanırım(!) gücüm yok. Stresten kendimi ödevlere versem yine eski zamanlardaki gibi içime kapanacağım, sosyallikte biraz daha aşağıları göreceğim gibi geliyor. Ahahahah evet ya ben çalışkan olmaya korkuyorum. Artık yeter, hayatı yaşamak istiyorum! Ama neyi? Ya yaşayamıyorum ki? OF! Bir ara; "Acaba haklarımızın iade edilmesi gibi bir durum söz konusu olduğunda, tanımlandıktan sonra da acaba açılmayı istiyor muyum?" Hani benim için insanların tripleri hiç önemli değil diyorum ama sanırım kabul edilir edilmez de ilk gün açılmam hemen! Ahahaha, kızlaaar ben de kızım, çekilin önümden, tuvalete gircem, makkej yapcem daha aaayhh ahahah ayol! (20 senenin muhteşem patlaması)

yaa yazın çok iyiydi (mi acaba)

      Bakalım, ben içimdeki buhranlarda boğulurken ve bunları kimselere anlatamazken, yine ve herzamanki Hürrem misali dipsiz kuyulara, karadeliklere bağırdım derdimi kederimi. Oralara ağladım, blogu açtıktan beri yaşadığım aşk trafiğini de öyle. Şu an için bakarsak, hayatımda kimse yok. Evet hiç çaktırmadım, biliyorum ki şu an çok feci kızıyorsunuz bana, hatta oha diyorsunuz, fakat hayır, yüzümü göstermedim kimselere, onca şeye rağmen içimdeki seslere güvendim de onlara güvenmedim. Çünkü(sanırım) ben böylesi bir özgürlüğe ve cesarete hazır değilim. E bu kadar hızlı gelen aşklar, transfobik nefret cinayeti ve bir transseksüel kadına yazacak adamın cinsel kimliğini kendi kafasında çözememesi, bu konudaki belirginsizliğinin acısını benden çıkarabilecek olması gibi korkularım ve gey erkeklerin(sanırım) böylesi sorunlarla çok ta baş etmemeleri, ya da ben erkeğim diyerek böylesi potansiyel saçma sapan tiplerden kurtulabilmelerinin avantajını maalesef kullanamıyorum! BU DÜNYA ÇOK ERKEK EGEMEN VE BİR "RUHU KADIN" OLARAK BOĞULUYORUM! Erkekliğin bir avantaj olmasını protesto ediyorum! Yazıklar olsun cinsiyetler arasında böyle eşitsizliğin ve hiyerarşinin(ayrı ayrı) olmasına.

      Hem şu aşk meşk sevgililer vesaire olayına gelirsek, fazla yakınlaşmamayı seçmemin bir nedeni de, böylesi tiplerin zaten yaşı geldiğinde bir güzel aileleri tarafından zorla evlendirilecekleri, yani bana yar olmayacaklarını bildiğimden. Ya da o kadar aşk meşk lafları dökerler de sadece cinsellik konuşurlar ya da konuyu illa ki oraya getirirler ya(istisnasız demiyorum canım saçmalamayın o kadar da değil) hani ben gönül eğlendirilecek kız değilim ya! Zaten aynaya bakınca içimdeki kıpır kıpır, cıvıldayan ve patlamış kızı da göremiyorum sanki. İyice korkmuş saklanmış salakcım bir yerlere. Tabi yaşamak için hala erkek rolünü öyle bir sürdürüyorum ki, hani bazen trans değil deli olduğumu düşünecek kadar kaptırıyorum, ama düşünüyorum da erkek bedeninde kalmak, hayatımdaki renkleri alacak, heteroseksist ya da homofobik değilim fakat yine de eşcinsel bir ilişkinin beni tanımlamayacağını da biliyorum, yani eksik kalacak bir şeyler, ki geçen sene aslında böyle benzer bir deneyimim olmuştu. Cidden yürümüyor ve.. oof aman be. Erkeklerin canı cehenneme! Neden sizlere çekim duyuyorum ve içimde bir kadın var ki? Transseksüellik başa bela bu sosyolojik yapıda yemin ederim! Azıcık aşım kaygısız başım deyip elimi eteğimi çekmeyeceğim ama yine de! O tür bir saçmalık yapacak kategoriye girmedim daha. Açıkçası bu kadar şeye daha hazır değilmişim(ya da öyle zannediyorum). Ama bir yandan da vakit hızla geçiyor, hayata geç kalmaya da korkuyorum ve adımlarımı koşarcasına atıyorum. Ay hadi bir an önce, geç kalmadan! Öeh bee! (Bloggercıklarım eğer buluşursak hatırlatın size aşk hayatımın detaylarını teek tek bir bir anlatacağım. Artık bana ne dersiniz bilemem ahahaha) Ama şimdi yazılarımda daha özgür olabildiğimi keşfediyorum. Bazı ruh hallerimi saklayıp ta eksik gedik yazılar yazmak zorunda, kendime otosansür uygulamak zorunda hissetmiyorum. Özgürlük sanırım benim için aşktan daha değerli, ya da aşklarım o kadar da aşk değildi. Ve evet terk etmeyi bilmiyorum, sıkıldığımı belli etmiyorum. Ya bezdiriyorum, ya da.. Off onların terk etmesini bekliyorum. Bile bile kaybediyorum(!) sanki.. Dedim ya içimdeki fırtınalar ve düşünce dünyam. Çok ilginç yemin ediyorum. Aslında aşk hayatım hem benim kontrolüm altındaydı, hemse olaylar ve ruhum, hislerim ve karşılıklı sorumluluklarım beni kontrol ediyordu. Özgürlük olmayan ilişkide bence aşk yoktur.

      Fakat trans olmak için illa ismimi değiştirmek mi gerekiyor? Belki ismimi ve vücudumu da orjinal buluyorum ben, belki çekiniyorum? Belki lazer epilasyonda travma yaşadım ve iyice korktum cinsiyet değiştirmeye/düzeltmeye! Belki yüzde yüz doğallık taraftarıyım ve doğal yaşam prensibime bu tür müdahaleler yanlış geliyor! Ya da davranışlarım illa feminen olmak zorunda mı? Belki ayarından biraz daha az feeminen olmak yetiyor, abartı geliyor bana. Olum la, harbiden falan demek bana daha içten, samimi ya da "harbi" geliyor. Kendime bazen kızıyorum denetler gibi ama arada maskülen bir kız gibi davranmak ta(ya da genel olarak) hoşuma gidiyor be! Toplumsal cinsiyet kurallarına karşı bir ruhum varsa bu böyle de olmalı yani :D İlla kızım diye sesimi imajımı abartmama gerek yok değil mi? Ama dışarıdan da bir kız olarak görülmek, öyle hitaplar almak ve şu KIZLAR TUVALETİNE GİREBİLMEK olayı. Ve bu kızlık hallerini kendime yedirebilmem(içimde virüs gibi erkeklik gururu kalmış ah kahrolsun bilinçaltı :D). Hayır erkeklik gururunun bende ne işi var? Tamam ben bile içimdeki kızın zannettiğimden daha gerçek olmasına şaşırıyor ve kafayı yemiş gibi hissediyor olabilirim. Ama yani, cidden tahmin ettiğiniz gibi olmayabiliyor bazı şeyler. Bazense trans olmanın sadece cinsiyet değiştirme sürecine girme zorunluluğu olacağını, yoksa kendini trans zanneden eşcinsel gibi kafası karışık bir malmış gibi zannedileceğimden korkuyorum. Olduğum gibi dışarı yansıyamamaktan korkuyorum. Fakat o kadar farklı trans kimlikleri var ki. Özellikle 20 Kasım da gördüklerimden sonra, bir de ben en sakallı halimle gittim te oralara, neyse zamanı gelecek onları da aldıracağım inşallah. İşte doğal kürler bulsam daha huzurlu hissedeceğim kendimi. Yapay şeyler ruh sağlığıma hiç iyi gelmiyor ballarım açıkçası.

      İşte bunlar hep epilasyon kafası. Ya ben niye kılsız tüysüz bir oğlan vücudunda ya da olduğu gibi bir kız olarak doğmadım ki?! Valla masraf, valla işkence. Ay uğraş uğraş bitmez ve zamanında enter tuşuna basmaya bile üşenen bir üşengeçlik illeti var bende. İmza: İçindeki kızı dışarıya çıkarmaya üşenen kızceğiz, kızcık. Ahahahah. Tamam kafayı yedim ve öptüm. İçimi de döktüm. AY BLOG DEDİĞİN NEDİR Kİ ZATEN? Oh, şimdi bile biraz rahatladığımı hissediyorum.
Sosyal Medyada Paylaşın:    Facebook Twitter Google+ Stumble Digg
 photo geri_zpsvjjlxydp.png  photo ileri_zpsmnpu8fzu.png

4 yorum:

  1. Ahh şu kıllar , epilasyon için kendimi hazır hissetmesemde yakında ağda felan yaparak kendi başıma artık acıyada katlanarak kıllarımdan kurtulmaya çalışacam.Etrafımdaki insanlar kıza mı benzemeye çalışıyorsun , kız mısın sen gibi cümleler sarfederek benimle piskolojik savaş yapmak istiyorlar.İçimden suratlarına karşı evet ben bir kadınım! diye bağırmak gelsede yapamıyorum.Belki sosyal hayyatda tüm bu insanlara karşı tek olmak çok kötü , epilasyonda seni anlayan arkadaşlarınla gitmen belki daha rahat hissetmeni sağlar.

    Hayat güzel aslında ama insanlar çok cahil ve acımasızlar buda çoğu zaman çekilmez yapıyor.

    Bir trans olmama rağmen bende transfobi vardır.Kendi duygularıma karşı bir fobi.Bilinç altında erkek egemen zihniyete karşı çıksamda içten içe benim gibi olmayan insanları normal kalıbına yerleştirip kendimi ötekileştiriyorum.

    YanıtlaSil
  2. aynen, kesinlikle acı eşiğini keşfedip onu da yükseltmelisin. Yani bir kıl çekmesinde hemen ciyaklamamak için. Mesela al eline cımbızı. Küçük bölgelerde acı denemesi yap. Mesela lazeri yapan kişi şaşırmıştı bende, hani maşallah çok sakinsiniz diye. Soğutuculu cihaz olunca çok fazla acımıyo. Vücudun alev gibi yanıyo ilkten. Sonraki bakımı da önemli tabi.

    Ay bana da yapmışlardı zamanında(küçükken) şimdiyse o tür lafları duymuyorum, en azından yüzüme karşı. Gün gelecek devran dönecek ve evet kadınız dicez ahahahah :D düşünsene o zaman suratlarının aldığı hali. Beni anlayan arkadaş? Ahahahaha güldürme.. :) hayırlısı valla derim ve ben tek başıma da güçlü olabilmeyi öğrenmeyi sağlamaya çalışıyorum biraz da kendime.

    Cahillerin ve öyle kalmak isteyenlerin canı cehenneme.

    Cidden çok iyi çözümlemeler yapmışsın cicim, aferin :)

    YanıtlaSil
  3. ahhhh tiffanyciğim ahhhh söylemek istediğim o kadar çok şey var ki sana. emin ol içindeki fırtınayı anlayabiliyorum ama dediğim gibi söyleyeceklerim burada yazamayazağım kadar dolu dolu ve çok. bir gün görüşme fırsatımız olursa uzun uzadıya konuşuruz ama o zamana kadar lütfen çok düşünüp kendini yıpratma. kendini bir çerçeve içine sığdırmak zorunda değilsin ya da bir kelimeyi kendine sıfat olarak seçmek zorunda değilsin. sen özgür ruhlu birisin ve bu özgürlük duygusu seni nereye götürüyorsa oraya git. içinden geldiği gibi yaşa, bir kalıba girmek için değil :)
    kocaman öpüyorum seni, dikkat et kendine :*

    YanıtlaSil
  4. gülümsün. Aynen buluşursak eğer anlatıcam(lazer epilasyon sonrasının etkileri bunlar, onu da yazcam bloga. Sonrası biraz zahmetli oluyor da)

    Yerim yalarım yutarım :) kalbini seveyim senin çocuğum.

    YanıtlaSil