Ve benim de bu ay yazacağım son yazım. Şubat ayındaki yazıma da ayın ilk yazısı diye başlarmışım ahahahah :D Konu bulamayan blogger durumuna düşerim böylece. Ki benim blogumun asıl konusu Türkiye'deki trans ve LGBTQİA yaşam hakkındaki yeni nefretler ve sevgiler hayatta bitmeyeceğinden... Sanırım bu bloga hiç son vermeyeceğim :) Bakarsınız bir gün blogumun 10.yaşını muhteşem bir parti organize ederek kutlayabiliriz ;) Hayır daha geçen gün yılbaşı kutlamadık mı? Ne ara bunun bir ayı bitti de ocağın sonu geldi de ben de iğrenç espri yapıp ayın son yazısı falan... Kafamda deli sorular. Ay bide salak babam ramazan ayları gelince "oruç tutmuyon mu, niye tutmuyon" diye o yüzüne bip yapılası aptal gülüşünden yapacak ve sinirlerimi laçka edecek. Öğrenim hayatım bittikten sonra yüzünü bir daha hiçbir şekilde hiçbir yerde görmek istemiyorum.(Evet nafaka da veriyor, versin canım, yaparken kolaydı değil mi ama?)
Bugün size aslında ne kadar ünlü olduğumu göstermeye yönelik bir yazı yazacağım. Sanırım diğerlerinden "bir tık" daha kısa olacak. Ayrıca itü sözlükte tekrar çaylak moduna düşürülmüşüm, eee yani transfobi bu sefer de ispitçi-moderasyon işbirliği yapmış. Genelde hep trans bireylerin sorunlarına değindiğim entrylerim üzerinden bir saldırı yapılmış. İnsan müsvetteleri işte!
Sanırım Tiffany&Co mücevheratla ilgilenen bir şirket. Ah o kadar çok bahsedeceğim şey var ki, unutuyorum ayol hepsi ne işe yarıyo, niye kurdum ben bunları falan. Yoruluyorum valla hem şirket toplantıları, hem blog yazımı hem okul. Babamın ya da anamın da şirketi değil ki bunlar. Hatta sahibinin ben olduğumdan haberleri bile yok. Ahahahahahh...
Genelde yurtdışı çalışıyorum(göreceksiniz) fakat doğduğum ülkedir, her ne kadar transfobik ve homofobik olsa da memleket kokar, ana kokar, yar kokar buralar diyerekten açtığım bir mağaza bu. Milliyetçi duygularımın(!) neticesine rağmen yine tiffany gibi Türkçe olmayan bir isim seçmişim, fakat konfeksiyon giyim işinde iyi olduğumu söylemeliyim. Ciro konusunda gayet iyi bir getiri sağlıyor burası bana. Canım şirketim benim. Yakın zamanda Fashion&Week'e de girmeyi düşünüyorum, bakalım, yakında o değme moda markalarına da o taşları çıkarttıracağım.
Mutfağa girmeyi, yemek yapmayı seven birisi olarak yemek pişiren insanların sorunlarını az-çok ben de yaşadığımdan ötürü, özellikle Türk kadınları başta olmak üzere başka ev hanımları ve ev beyefendilerinin de işine yarayacak, pratik ve çözüm odaklı düşüncelerimi hayata geçirdiğim bir proje de diyebiliriz. Aslında proje işini de çoktan aştı denebilir. Dünya'nın farklı ülkelerine satışlarımız devam ediyor.
İleride blog yazarsam, resimler konusunda bir sıkıntı yaşamamak adına(gerek kalite, gerek boyut) bilgisayar programcısı arkadaşlarıma bir resim formatı yaptırmıştım. Küçükken bu işlere ben de ilgiliydim ama hadi canııım, yapmayın. Yeni bir dosya uzantısı yazmak ne kadar zor herkes bilir! .tiff hakkında ayrıntılı bilgi isteyenlere: Yüksek kaliteli resim dosyası(bence bu herşeyi anlatıyor). Çeşitli amaçlar için kullanılan yüksek kaliteli ve Alpha kanalı içeren resimlerdir.Photoshop ve benzeri bir programla üretilebilir. Güncel herhangi bir resim açıcı ile resme bakılabilir. Özellikle matba ve baskı işleri için kullanılacak resimlerin JPG olarak saklanması sakıncalıdır. çünkü jpg resim kalitesine zarar verir. bu gibi önemli durumlarda TIFF dosyası kullanabilirsiniz.
Ha siz bilmiyorsunuz tabi, filmseverler bilir ama bu başyapıtı. Başrolünün aslında ben olduğum, kendi rolümü de Audney Hepburn'e oynattığım şu bir anlık hevesim. İtiraf edeyim film işi beni baya bir eğlendirmişti. Eğer bir Mahsun Kırmızıgül olsa idim film sektörüne yoğunlaşır bütün diğer şirketlerimi satardım. Geçenlerde D&R'da gördüm, türkçe dublajından tut kapağı bile yeniden düzenlemişler. AYH! Bu iş de böylece bitmiş oldu ;)
Çekimler sırasında hiçbir otelin bizi almaması nedeniyle gözümü kararttım ve Blackpool'deki bu pembe harikayı yaratmaya karar verdim. Hayır milyon dolarlarımı onlara da kaptırabilirdim ama şimdi onların en güçlü ve tematik rakiplerinden biriyim. Burası pembe ve aşk temasıyla yaşatılan bir otel, müşterilerini kendi sektörlerine, kendi elleriyle rakip olarak almak diğer otellerin sonu oldu diyebilirim. Ahahahahhhhh, diyorum ama ben transfobi öldürür diye. Kendileri kaybetti.
Karnım acıkmıştı ama ne yapayım? Aynı Türkiye'deki gibi, bir masaya oturunca o aptal garsonların bön bön bakışları altında, hatta bazen kolumuzdan tutulup sürüklenircesine kovulduğumuz o mekanlara bir alternatif ben oluşturayım dedim. Tamamen LGBT dostu bir mekandır, ortam geyleri not edin bunu bak ;) Gıda sektörü de beni aralarına rakip olarak almayı tercih etti, müşteri olarak değil. Yemin ediyorum bir gram akılları yok, bunca yıl nasıl ayakta kalabilmişler şaşmalı! Kendi transfobileri kendilerine zarar veriyor.
Bunu öylesine açmıştım.(Tiffany's Steak House)
Haaa, bak unutmadan. En son Jenna Talackova'yı trans olduğu için eleyen güzellik yarışmasından sonra benim de tepem iyice attı ve işi son raddeye görütürp kendi güzellik yarışmamı açtım güzeller. Evet, burada trans kadınların güzellikleri yarışıyor, transfobi burada sona eriyor. Tayland'ı da bu bahaneyle görmüş oldum hem. Çok güzel memleket ya maşallah, filler, doğal ortam, gece hayatı falan. Sözün özü; "Başarılı olmanı engelliyorlarsa başarı kriterlerini kendin yaratmalısın." Ayrıca kendi güzellik yarışmamda birinci olmak gibi de ileri derecede fantezilerim vardır. Ahahahahh :)
Şubat ayında da görüşmek üzere, öptüm.
Ahah çok güldüm ya Tiffanny cidden eğlenceli ve komikti :D
YanıtlaSilKonu bulamamak ve yazma aşkıyla tutuşmak insana neler yaptırıyormuş canım :)) görmüş oldum ki insanın sınırı yok..
YanıtlaSilMadem bu kadar zenginsin, bana bir el atıver. Maaşı oldukça iyi olan bir iş bul bana. Hangi şirketimden istiyorsun dersen, farketmez. Gönlünden kopan şirketi ver :D
YanıtlaSilÖyle deme biz burada ayın sonunu getirebilmek için neler çekiyoruz hıh :)
YanıtlaSil@Exodya gülüm yerim seni yaaa hahahahah :D bide souyosun cidden senin mi bunlar diye :) Tabiki de benim.
YanıtlaSil@Kaan ay gider ayak lafı soktun gittin :D hayır ama bu tiffany enstantanesini yapmayı düşünüyordum ben :) Bu zamana kısmetmiş. Hayırlı tezkereler bebeğim
@Ot lan :D sana steakhouse'u vercem. Nasıl? Şimdilerde öyle steak'cılar moda biliyon mu?
@OGBD oooyy oyoyoyoyyy yavrum nerdesin sen? Genel müdürü ya da insan kaynaklarını ara yarın sana bir iş ayarlasın ;)
Aaa gel Genel müdür ol deniyor da Müdürü ara sana işayarlasın diyor hıh
Sil@OGBD gülüm sen daha ham sayılırsın, işin içinde piş ki tecrüben olsun, layıkıyla, hakkıyla yerine getir genel müdürlük işini :P Hem o zamana kadar belki holdingleşicem ne biliyosun? Holding müdürü olmak daha cazip değil mi bebeğim, mucks.
YanıtlaSilHarikasın!!! Senin konuların bitmez hiç merak etme, biz de kularız bu blogun nice nice senelerini:))
YanıtlaSilKularız mı?! Kutlarız yani:)))
YanıtlaSil@ElleriMutluOlanKadın Kularız daha orcinal olmış :P kutlamalar şenlik havasında falan geçermiş :D Bütün maddiyatımı ortaya dökerken, çırağan palace'da falan. Aayh ahahahah :D
YanıtlaSil