Film Eleştiriyoz: Eyyvah Eyvah 3

      Ah ah, gün geçmiyor ki, yine Tiffany'e rahat batmasın! Hani uğraşacak işi yok, böyle enerji patlaması yaşamış kafayı yer iken yeni bir seriye daha başlamak istedim. Sizin için izlediğim filmlerden bazı notlar alacağım ve yorumunu yapacağım. Tesadüf eseri izlediğim, izlediklerimden de hatırladıklarımı bir şekilde size, hani biraz da kültür şoku olsun diye anlatacağım. (Evet Allah beni bildiği gibi yapsın tamam.) Dikkat, bazen spoiler içerebilirim. Aman ha, okurken dikkat edin.

      Diğer Hadsizliklerim:

• Bir Kurabiye Masalı
• Skhizein(kendinden 91 cm uzakta yaşamak)
• Baydara: Edra'nın Kaderi
• Aziz Ayşe
• Tamam Mıyız?
• Patron Mutlu Son İstiyor

      Yandan halimem yandan, seveyim seni candan, seviyorsan candan, boşan gel kocandan… Hatırlarımızda hep kalacak olan dizeler. İlk iki filmiyle komedide kalite olabilmiş yapım, aslında son bulacakmış fakat izleyicilerin ısrarına dayanamayan ekip, birbirlerini pek bir sevdiklerini bir daha hatırlayıp üçüncü filmi “bize hediye etmeye” karar vermişler.

      Müzikleriyle, aklı almaz olay örgüsüyle, karakterleriyle ve Çanakkale’nin geyikli beldesiyle hiçbir şekilde akıldan çıkmayacak olan Eyvah serisi, 3. Filminde de yoğun bir emek harcamış. Ayrıca çekerlerken de mutlu olduklarını dile getiriyorlardı hep. Aslında basına tanıtım işini de çok aktif bir şekilde gerçekleştirdiler(ana haber bültenleri, Beyaz SHOW vesaire). Gala da yaptılar, ki ünlü akınına uğramış bir gala olmuş. Filmi beğenen beğenene açıkçası. Ben zaten dayanamayıp yazının ortasında GİDİN ABİCİM! Diyorum size.

      2’nin devamı olarak Hüseyin ve Müjgan’ın çocukları doğuyor. Firuzan İspanyol’la çalkantılı bir aşk hayatı yaşıyor, bu arada televizyonlara da çıkıyor, ününe ün katmış, allah “yürü ya kulum” demiş gidiyor. Ailenin geri kalan üyeleri bildiğiniz gibi. İspanyol’un da İspanya’ya yerleşmesini sağlayacak “sözleşmeli evlilik” yaptığı kadın ortaya çıkıyor(o rolde Serra Yılmaz oynuyor bu arada).

      Eyvah 1 ve 2 de ne kadar güldüyseniz 3 te de en az bir o kadar güleceksiniz. Ben ki banyo yaptıktan sonraki mayışmama rağmen filme konsantre olabildim ve kahkahaları patlattım ardı ardına. Özellikle bütün salonu koparacak acayip sahneleri var ki bu sefer o kadar da spoiler vermiyorum sizlere, tadı kaçar hani. Kahkahalarınızı ve salgılayacağınız mutluluk hormonlarınızı çalmış olurum bir nebze de olsa ve ben çalmayı da hiç sevmem!

      Fakat benim gözüme çok garip bir detay takıldı, bilmem tek deli ben miyim ama… Firuzan rolünü oynayan Demet AKBAĞ’dan size özellikle bahsetmek istiyorum. Ata Demirer’in klarneti bağımlılık haline getirmesinden kat kat daha fazla bir şekilde bu role saplanmış bir halde. Özellikle son katıldığı beyaz show programında bunu çok net biçimde farkedip, düşüncelerimde artık iyice emin oldum. Hatta diyorum ki, kadın, aslında FİRUZAN olmak istediğini farketmiş ve bu isteiğini tatmin edecek rolü de ya yıllarca aramış ya da eyyvah eyvah’lar çekilirken farketmiş, artık o kadarını bilemeyeceğim. Fakat konuşmaları aynı firuzan gibi yapıyordu ve programın yarısında resmen yalvardı Beyaz’a “şarkı söyleyebilmek” için. Zaten şarkı söylediği sahnelere baktıysanız farketişsinizdir orada karşınızda Firuzan size raks edip göz kırpıyordu. Bence Beyaz çok akıllı bir insan ve benim dediğimi de farketmiş olacak ki “E Firuzanın şarkılar da birikiyor, albüm olarak çıkarmayı düşünmüyor musunuz?” şeklinde de güzel bir soru yöneltti. Onu bunu bilmem, bu albüm çıkacak kızlar-oğlanlar ;) demedi demeyin. Bu kadın Firuzan olmanın tadını almış, içindeki ruhun kendisini gerçekleştirmesini daha fazla ertelemeyecek kadar da sancı çekiyor, e bu sancıya da dayanamaz artık değil mi?

      Asla filmsiz kalmayın, neşeniz yerinde olsun.