Çok fazla akademik/makale tarzı bir dil kullanmasam bile diğer ülkelerde Trans ve İnterseks bireylere sağlanan "cinsiyet hakları" hakkında bir derleme yapma İHTİYACI hissettim. En azından evrensel olarak hangi haklara ulaşmayı kendimize hedef olarak koymalıyız, aslında anayasaya sadece cinsiyet kimliği yazdırmak yeterli midir? Ya da Türkiye dışında bakalım neler oluyor diye merak edenleriniz için hazırladım mis gibi. Ve ilk yazıyı hazırlarken bunu da bir yazı dizisi haline getirme ihtiyacı hissettim, çünkü Dünya üzerinde baya bir ülke var ve hepsi tek yazıda baya uzun bir yer kaplar, kendimi okutamam. E bilgi verirken sıkmamak benim için önemli.
Uzun bir ara oldu, e malum blog dışındaki hayatım biraz fazla yoğunlaştı, onu halledip buraya gelene kadar ben de sabırsızlandım, söz verdiğim gibi serinin devamını da yazmaya başlıyorum. Bu arada ipucu vereyim, Türkiye'deki durumu da yazacağım fakat onu tek başına, ayrıca ele alacağım.
İSVEÇ
Refah seviyesinin en yükseklerde olduğu, gelişmişliğin nirvanasındaki, herkesin hayali ve bir o kadar da kuzeyindeki o güzel ülkede bakalım trans bireyler için işler nasıl yürüyor? Yine aynı kaynağa göre, bir yıl öncesinde cinsiyet geçiş ameliyatı geçirenlere yönelik zorunlu kısırlaştırma yasasını kaldırdı. Refahda olduğu kadar insan haklarında da gelişmiş bir ülke olduğunu bir kez daha göstermiş oldu İsveç. Ama bu muhafazakarlar dediğimiz baş belaları orada da küçük bir grup dahi olsalar varlarmış. Bence yok edilmeden güçleri tamamen pasifize edilmelidir. Dindarlara saldırmıyorum, benim sözüm muhafazakarlara. Anlayana ;) Yaa düşünsenize trans bireylerin de çocukları olabilecek genetik olarak kendilerine benzeyen <3 Buna takıntılı bir sürü trans birey vardır ki eminim bundan.
ARNAVUTLUK
Balkanlara gelelim biraz, Doğu Avrupa'nın en doğusu. Aynı bizim Doğu Anadolu'muz gibi. Türkiye'ye okumak için gelenler var eski Yugoslavya, yeni Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ ve diğerleri... Onedio.com da gördüğüm şu haber benim ilgimi çekti. Kültürel bir gelenekmiş bu, "yeminli bakireler" diye. Kısacası; Burneshas(diye adlandırılıyorlar)Arnavutluk'ta kadın kimliğinden vazgeçip bir erkek gibi yaşamaya devam edenlere verilen isim. 15. yüzyılda başlayan bu gelenek Arnavut kadınların henüz bir bakireyken ettikleri yemine dayanıyor. Bu yeminle birlikte erkek kıyafetleri giymekte (pantolon), oy kullanmakta, silah taşımakta, saat takmakta, sigara içmekte, mal mülk alıp satmakta özgür oluyorlar. Tabii isimlerini de değiştirerek. Toplumsal cinsiyet kalıplarının en ağır olduğu kültürlerde ve sadece kadın bedeniyle doğan insanların "erkek" yaşama adapte olmasını içeriyor bu olay. Biraz spoiler verecek olursam; "Evlenmek istemeyen, erkeklerden hoşlanmayan, çalışmak isteyen ya da kısacası daha özgür bir hayat talebi olan pek çok genç kız için yeminli bakirelik gerçek bir çıkış yolu. Yeminli bakireler ihtiyar heyeti önünde yemin ettikten sonra yeni erkek isimleriyle toplumda bir erkeğin gördüğü tüm saygıyı görüyor. Arnavutluğun geçirdiği komünist dönem kadınlara verilen hakları arttırınca yeminli bakirelik müessesesine itibar azalmış." Tabi işin aslını astarını trans erkek bir aktivist arkadaşıma sorayım dedim hemen(ayrıca beni daha takiplemiyor, bir ara çemkiricem hatırlatın, eheheh)
Ve yine kısacası, kültürlerinde sadece erkekliğe geçişi anormal kurallar neticesinde kabul edilmiş olup, herhangi bir trans hakkı(öyle batı avrupadaki gibi) beklemeyin. Sanırım balkan avrupası Türkiye'den bir parça daha homofobik/transfobik. Bunu da bir çeşit transgenderlik olarak algılamıyorlar. Sırbistan ve Karadağ'da da daha onur yürüyüşlerine bile saldırılırken hak mak falan cidden "hak getire"
HİNDİSTAN
Madem ki transeksüellikle benzerlik gösteren kültürlerden gidiyoruz, coğrafyamızı biraz değiştirip, avrupa'dan çıkıp gidelim diyorum. Ve gelelim Hijra'lara! Hijra, Güney Asya kültüründe üçüncü cins olarak kabul edilen kişiye verilen isimdir. Hijra olmak için bir kişinin hadım edilmesi gerekmektedir. Hijralar genelde renkli giysiler giymekte, ağır bir makyaj yapmakta ve çeşitlil takılar takmaktadırlar. Hindistan'daki hijralar, bir fahişe ile aynı düzeyde bir sosyal konuma sahiptir. Genellikle çeşitli törenlerde (doğum, evlilik, festival vs) şarkı söyleyerek ya da dans ederek hayatlarını kazanmaktadırlar. Orada da erkek bedeniyle doğmuş insanları, kendi tabirlerince yarı kadın haline getirmek için (operasyon değil hadım) biraz da dini değerleri göz önüne alarak yaptıkları şeydir. Mesela hijra'ların ayrı locaları vardır kendilerine ait. Ama o yörelerde heteroseksizm daha yaygın olabileceğinden tüm hijraları transmış gibi düşünmeyin. Araya Eşcinsel erkekler de kaynamıştır ya da kaynamak zorunda kalmıştır :( Ki hijra olayı sadece Hindistan'a has değil bütün Güney Asya'ya ait ortak bir kültürmüş. Eskiden tanrı saygısı görürlermiş(dedim ya dini boyutu da var bu işin). Ama oradaki localaşma beraberinde farklı kabulleri de beraberinde getirmiş. Kültürden kültüre de trans bireylik gerçekten çok fark ediyor. Bir de bu var :) Sektör haline de gelmiş gibi bir izlenim alıyorum bu haberden. Aslında türk insanının travesti ve transseksüel kadınlara bu kadar önyargıyla yaklaşmasının nedeni, bu tür değişimleri seks işçiliği yapmayı istediğimiz için geçirmek istediğimizi, "kolay yoldan para kazanmak" istediğimizi düşünüyorlar! Bu düşünceleri de açık açık en son "bizim ülkemizde" şarkıcı Doğuş dile getirmişti. Buyrun izliyoruz efenim; Doğuş'un kolay yolu seçsem travesti olurdum söylemi ve hayır, ben kadınım deyip kadın kimliği alamıyorsunuz, fakat yakın geçmişte Hindistan'da bir trans memurluk sınavına giriş hakkı kazanmış. Mesela bunun gibi şeyler de var yani.
İRAN
Perslerin torunları, 70'li yıllardaki moderniteleri ağızları uçuklatan, fakat islamiyetin orada da yanlış ellere geçmesinden mütevellit bir geriye gidiş yaşamış ve eski günleriyle hiç alakası olmayan bir hale dönüşmüştür. Türkiye de İran olur mu acaba? Sorusundaki İran'da transseksüellikten bahsedeceğim size... Şu habere tıkladığınızda şaşırtıcı bir sonuç sizi bekliyor olacak. Evet, İran'da cinsiyet değiştirme/düzeltme yasalarca izin verilmiş bir halde. Hatta ve hatta, ameliyatlarınızın masraflarını da karşılıyor! Bir ortadoğu ülkesinden bunu duymayı beklemiyordunuz değil mi? Ya da eskilerden biraz da olsa modernlik kalmış diyorsunuz. Öyle mi değil mi işin aslını söyleyeceğim fakat öncelikle Sayeh'in hikayesini okumanızı ve buraya da bir göz atmanızı tavsiye ediyorum. Şimdi, İran'da eşcinsellik ölümle cezalandırılıyor. Ne tezat ama değil mi? DEĞİL! Çünkü eşcinsellikle itham edilen insanlar "cinsiyet değiştireceğini söylüyor ve değiştiriyorsa" affedilebiliyormuş. Ve oradaki heteroseksizm o kadar ağır ki, bırakın trans bireyleri, eşcinsellere de bu cinsiyet değişim ameliyatlarını olmaya zorluyorlar. Son derece yanlış! Bazı eşcinseller de ölmemek adına trans mış gibi ameliyat olmayı göze alabiliyorlar. Sonrası tabi hüsran, pişmanlık vesaire. Ama orada da ameliyat şart, süreçlerinizi tamamladığınızda istediğiniz cinsiyetin kimliğini alabilmiş oluyorsunuz. Fakat İran'da da "kadın olmak" yani şimdi. Zaten İran'a göçecek bir LGBT tanımıyorum Türkiye üzerinde, ahahah :D Ama bence turistik açıdan bile gitmeyin derim size, ya da çalıştığınız firmanız sizi bir iş için yollayacaksa aman dikkat derim.
Beklediğiniz gibi oldu mu bilemem fakat böyle üçer beşer yazmayı planlıyordum zaten, bir anda overload olup bütün bilgiler karışsın istemedim. Sağlıcakla kalın ve CİNSİYETTE BEYAN ESASTIR diye haykırmayı unutmayın sakın. İran kısmı sonradan eklenmiştir.
0 yorum:
Yorum Gönder