15 Nisan 2014 Salı

11833 Yani


      Bir anda girdi hayatımıza, şok geçirdik onu görünce, bir sürprizdi bize adeta. 118 bilinmeyen numaralar servisinin Türk(!) Telekom tarafından ticari amaçlarla özelleştirmesinden doğan 118xx furyasının en akılda kalıcı olanıydı, 118 80'den sonra. Aklımızda kalmasının sebebi, tabiki de 10 sn.lik reklam dizisi şeklinde çekilmiş olmasıydı. Birsürü episode'dan oluşuyor.



      Değişik konseptlerde, tekrar tekrar aynı şarkı çalıyordu(söyleyiş biçimiyle yazdım, yazım hatası değil :D); "yüz oon sekkiz o tuz üç yaağni yüzoon sekkiz ottuz üç, ottuz üçç, o tuz üç" Hayatımıza neşe getirdi, o siyah-beyaz hayatımıza içindeki sarı güneş'in enerjisiyle doğmuştu Burçin Bildik. Kısa sürelerde akıllarda yer etmişti, hafızamızdan bir daha hiç silinmemezcesine. Fakat karşılaştığı tepkiler tahmin edildiği gibi; "öfke ve homofobi" (O değil de adamın ne yetenekleri varmış, kariyere bak, üff bee)

      Şu habere bir göz atmanızı isterim. Eşcinseller ve muhafazakarlar tepki göstermiş. Şaşırdınız değil mi? İki çok farklı kesimin nasıl ortak bir fikirde düşünebileceğini. Burası Türkiye, eşcinsellerde bile homofobi, feminenfobi mevcut, hep böyle "erkek erkeeaağk" diye inlemiyorlar mı allahaşkına(birçoğu)? Afedersiniz kudurmuş gibi? Bu kadar sempatik, içten ve canayakın olduğu için, kibarlık ve nazikliğe karşı toplumcak alerjimiz olduğu için sevilmedi bu adam. Hatta sıef 7 milyon çağrı, sırf bu adama ve rolüne küfür etmek için aranmış. Diyeceksiniz ki ne bu şiddet bu celal? Yok efendim, bu öyle durduk yere bir patlama değil! Gergin bir toplum olduğumuz için aşırı derecede katı ve belirgin kalıplar oluşturuyoruz ve bazı seçtiklerimizin içine de sinirlerimizi boşaltıyoruz.


      En ağır homofobik tepkilerden nasiplerini almış olacaklar ki, karakterimizin "Türk Aile Ahlak(!) ve Yapısı" na uygun bir biçimde heteroseksüelliği(?)nin altı çizilmeye başlandı. Kadın karaktere sulanmalar, onunla birlikte kırıtmalar... İlk reklamların tadını vermedi tabi, onlar aşırı tatlıydı yaa :) Ama o feminenlik hala gitmemişti, insanlar(!) hala rahatsızdı 33'ümüzden. Eyvah eyvah! Ay buna yeni bir çözüm bulmak lazımdı hemen, o zamanın baya baya Türkiye gündemi ve kırmızı bültenli sorunu haline gelmişti(tövbe tövbe yaaa).


      Bu sefer de kendisine allah tarafından şans veriliyor, piyango isabet ediyor ve Broadway'den film teklifi alıyor. Hoş, hangi kafadan çıkıyorsa fikirler, 33 şarkısını "alahaısmarladık 33 yani ..." diye değiştirip karaktere uygun bir veda seramonisi yine hazırlıyorlar. Hadi gözünüz aydın Türk halkı, sorun çözüldü ve gitti adamcağız. Ne bu nefret, bu gizli eşcinselliğiniz canım? İkiyüzlüler!

      Kardeşi allahtan feminen değil, ay korkucak ne var, şükür şükür, hadi rahatsınız, içinzdeki feminenliğin ortaya çıkması için herhangi bir etki(!)si de yok, sadece birazcık sakar hepsi bu :) O da hem kadınla hem de kadınsız, 33 deyip duruyor. "Ottuz üççjj" Yeni karakterin komikliği de sürekli olarak mikrofonu deviriyor olmasıydı, FAKAT BİZ 33'ÜMÜZÜ özledik ve onu istiyorduk geri :( En azından ben istiyordum yani, o reklamları izlerken feci eğleniyordum. Şimdi düşünüyorum da, neden öyle bir arkadaşım, hatta sevgilim yoktu ki :) Ay çok şeker yaa... Ya da bir gayfriendly olup onunla yine takılabilirdim, canım benim :) Çünkü maskülen olan herşey beni strese sokuyor, SİNİRLERİMİ BOZUYOR GERZEKLER!

Bu kadar da masumlardı hani.
      Tabi artık milyonuncu 33 reklamından sonra anlaşıldı ki, aslında aynı şeylerin tekrarı ve aptal yerine konulmak, bilinçaltlarına böylesi acımasız müdahaleler sinir bozuyordu. Aydınlanmak iyidir, sevgili Türk halkı :) Tabi hiç bitmeyecek gibi duran işkence furyası artık bir yerden sonra da sona ermeye başlıyordu. Tek başına feminenliğin hiçbir şekilde sorun olmadığı anlaşıldı reklamlarda.


      Birden ünlü olmamasına rağmen, reklam projesiyle patlayan Bildik, canlı yayınlara da çıkmaya başlamıştı. Cüneyt Özdemir ile de programa çıkan Bildik, Türkiye'nin en ünlü ve bir o kadar da "nefret edilen" adamı haline dönüşmüştü. Televizyon kutusuyla aptala dönen, onunla hipnotize olan koca, sayısı büyük bir topluluktan bahsediyoruz burada. Tabi ayol, yine de maşallah yani, o zaman bir özgüven patlaması yaşadı ki o reklamlar bizim hafızalarımıza kazındı. Sonra ne mi oldu?


      Bu kadar çok beddua alan 33'ümüzün özel hayatında da sorunlar başgöstermeye başlamıştı. Bunca kişi onu negatif enerjisiyle etkilemeyi başarmıştı. Enerjisini nasıl koruyacağını bilmediğinden mütevellit, can sıkıcı olaylarla karşılaştı. Gerçekten çok sevdiği eşi denizde dalış yaparken vurgun yiyor ve nefesi duruyor. Onca müdahalelere rağmen kurtarılamadığında ise o şen şakrak adamdan eser kalmıyor. Kendisine ulaşır mı yazım bilmem, fakat böyle şeylerle bir daha üzülmesini hiç ama hiç istemem, amacım kendisine de bazı şeyleri yeniden hatırlatmak değil, sadece bir reklam üzerinden patlayan homofobi hakkında kendi çapımda sosyolojik bazı çözümlemeler yapmak istedim. (Bir zenne hakkındaki yazdığım yazı da buna benziyordu fakat kendisi ulaştı ve kaldırtmıştı o yazıyı bana, orijinal tespitler bile olsa tabi kişiler üzerinden yapıldığı için saygı duymak durumundayım ben de, ah boşa giden emeklerim ahh)


      Ve onu medya üzerinde son görüşümüz, ki ben bu yönünü ve altında yatan romantik/yaratıcı fikire hayran kalmıştım. O gün dua ettiğimi hatırlarım kendisi ve rahmetli eşi için, inşallah tutmuştur onlar da. İnşallah feminenlik baındıran reklam sayımız artar diyerek yazımı noktalıyorum, çünkü kasım kasım kasılmaktan toplumca sıkıldığımızı farketmiş durumdayım, YÜZLEŞİN ARTIK KENDİNİZLE!
Sosyal Medyada Paylaşın:    Facebook Twitter Google+ Stumble Digg
 photo geri_zpsvjjlxydp.png  photo ileri_zpsmnpu8fzu.png

4 yorum:

  1. Çok dikkatli ve fil hafızasına sahip biri olduğunu düşünüyorum:)
    Ben bu yazıda anlattıklarının çoğunu hatırlamadım, yani reklamı evet de detayları hiç hatırlamadım:)

    YanıtlaSil
  2. Ben 118 reklamlarının tümüne gıcıktım. Sürekli ama sürekli bu reklamlar vardı her yerde. Bu kadar çok beddua almasıyla, negatif enerjiler yüzünden filan eşinin vefat ettiğine inanmam. Beddualar tutacak olsaydı ohoooo. Yeryüzünde taş üstünde taş kalmazdı. Bu kısım hariç yazının her satırlarına katılıyorum. Keşke insanlar kendileriyle yüzleşse. Burçin Bildik'e Allah sabır versin. Umarım mutlu ve huzurlu yaşamı olur.

    YanıtlaSil
  3. Daha sonra Sağ salim 1 ve sağ salim 2 filmleri ile müthiş bir komedi oyuncusu olduğunu görmüş olduk.

    YanıtlaSil
  4. @Semişçim ay aklımda kalmıştı ben de öyle yazdım, fil mi? Belki cidden de öyledir, bilemem :D reklam zaten detaylardan ibaret, hatırlamasan olmazdı yani :D

    @sayın_otinsan ahahaha yapma be :D 118 80, 18 falan gıcıktı da, 10 eh, amaaa 33'e laf ettirmem ahahahaha :D negatif enerjilere inanıciğsin, bizzat deneyimledim, negatifi de pozitifi de. Titreşimini yüksek tutarsan başına sadece iyi olaylar ve deneyimler gelir, güçlenirsin ;) İkinci kere evlenmiş gııı farkettim :D

    @VuralBey merhabalar öncelikle. Dediğiniz filmleri fırsatım olursa izleyeceğim, aklımda bulunsun, teşekkürler. Gerçekten çok yönlü bir yetenek kendisi, allah yolunu açık etsin

    YanıtlaSil