28 Eylül 2013 Cumartesi

Biraz Eskilere Gidelim(I ♥ 90's)

Hooopp Aman abisi dur naptın? 90 dedim ama bu bildiğin milattan öncesi! (1890 da olur)

Bugün ara sıra gidip gidip geldiğim ve hayatım boyunca en çok seveceğim 90'lı yıllara(1990) sizi de (bir kere daha) götürmeye karar verdim. Bir de bu yolculuğa benimle çıkın.


90'lar denince insanlar hep güzel, özel ve orjinal şeyleri hatırlıyor değil mi? 90'ları 90'lar yapan birsürü şey var. 90'lı yıllar diye bahsedebileceğimiz kadar özel şeyler. Günlük hayatın bile bir tarzı vardı, sıradanlığı bile şimdilerde retro modasına yansımış yıllardan bahsediyorum sizlere.


Yumiyumları hatırlamayanınız var mı?(Karnım biraz acıktı da ilk önce buradan başlıyorum hehe) Bakkalların gülü, hepimizin hayalindeki hem ucuz hem de tatlı, şirin şeyler. Diğerleri için bakınız; leblebi tozu, sulugöz, meybuz, capri sun ve adını hatırlayamadığım birçok şey daha... İlla ki içnizden "Bunlar şimdi de satılıyor bakkalardaaağğ" diyecek olanlar vardır ki EVET BİLİYORUM satıldıklarını. O yıllara ait özlemlerimizi gidermek adına adı unutulmuş birkaç bakkalda bulmanız mümkündür.


Müzik(ki en çok sevdiğim kısmı, çünkü müzik demek yaşam tarzı demek), 90'ların belki de en ünlü, en meşhur şeyleri şarkıcılarıdır. 90'lar Türkçe Pop'u deyince bir duracaksın! Oradaki yatan hazineyi başka hiç bir yılda, hiç bir müzik veya tarzda bulamazsın. İnsanların arabesk'ten kurtulup damar kesmeyi bıraktıkları bir yıl olarak ta niteleyebiliriz, bu dönemin şarkıları çok daha şen şakraktır ve hayatımız üzerinde müziğin gerçekten büyük bir etkisi vardır. Tabi Yonca Evcimik, kendisine şans tanınsaydı(şanı kendin yaratırsın güzelim) Türkiye'nin Madonnası olabilirmiş. Tabi o yıllarda yaptıklarını gözardı etmemek lazım. Türkiye'de ilk adam akıllı klibi Yonca Evcimik yapmıştır. Aynı zamanda bir dansçı da olması beni daha fazla etkilemiştir. Tabi "Benimle Dans Eder Misin?" den sonra da ortalıkta görünmemiştir(görünse bile çok etkili olmamıştır)


Bu da en çok sevdiğim Yonca Evcimik şarkısıdır(diğer şarkılardan çok farklı bir mesaj vermiştir ve şarkı sözleri bağlamında eşi benzeri yoktur. Bulan gelsin. Ahahahaha Yaşasın Kötülük :P)


Ay bunlardan da bir bahsetme gereği duydum. İzel-Çelik ve Ercan üçlüsü. Aslında bu şekilde ünlü olmuşlar, böyle şarkılar satış rekorları falan. Daha sonra ilk olarak Çelik, tek başına anılmanın egosuna ve cazibesine daha fazla dayanamayıp gruptan ayrılarak solo şarkılarına başlamış. E tabi İzel ve Ercan'ın da nasıl ayrıldığını bilmiyorum fakat hala birbirlerine kırgınlar, sanırım olaylı bir ayrılıktı(Bilenler bilmeyenleri aydınlatsın yavrum bekliyorum!). Şimdilerde İzel zar zor hatırlanan bir popçu, Çelik "şizoid" adlı tiyatro gösterisinde kadın kılığına giriyor(en güncel olayı, gidip izlemedim daha, eğer izlersem anlatırım) ve Ercan'da prodüktör. Sanırım şarkı yapmaya ya üşendi ya da İzel ve Çelik gibi olacağını hissedip ticari zekasını konuşturmuş.


Ahanda alın size şarkısı. Talipleri hala varsa doya doya dinleyebilirler.

Ayrıca 90'ların çok seveni olduğunu farkeden bir diğeri için; Volga Tamöz


Benim yazamadığım asıl efsanelerle bir araya gelmiş ve en popüler 90'lı şarkılara bir dj eli atmıştır. Favori parçalarım da var içinde.


Giyim tarzına gelince ayağınızı iki kat daha büyük gösteren beyaz spor ayakkabılar ve kar beyazı beyaz çoraplarla birlikte en tematik olarak bu kıyafet giyiliyordu. Kot tulum! Eğer bir 90'lar partisine davet edilirsem giyeceğim kıyafet belli. Bir de bunu bulup satın alması var, ama o kadar da zor bulunmaz sanırım. Kadını da erkeği de giyiyordu efenim bu tulumlardan.(Çocukken ben de giyiyordum) Giyimle ilgil başka şeyler hatırlamıyorum, (Diğer parçalar çok çirkindi sanırım yoksa hatırlardım)


Televizyona da çeşitliliğin geldiği dönemlerdi, sadece TRT izleyerek baygınlık geçiren insanlara adeta bir yardım eliydi. Ki TRT'de öyle her saat yayın yapmazmış, İstiklal Marşı'yla kapanıp açılan bir televizyon kanalından bahsediyorum. Haberinden müzik klibine herşey bu birkaç kanalın içine sıkışmış haldeydi, televizyon yayınları dolu doluydu anlayacağınız(ne zaman uydu geldi, 500 kanala birden sahip olduk, işte mertlik bozuldu, televizyonların BİLE içi boşaldı, insanlara izleyecek birşey kalmadı, müzik kanalı ayrı yemek kanalı ayrı, TÜRK FİLMİ VE ESKİ DİZİLER'in de kanalları ayrı ayrı olunca.. Çeşitlilik iyidir ama herşeyin fazlası gibi bunun da fazlası o kadar fayda getirmedi.) Bir de heteroseksüel erkeklerin içini canlandıracak birkaç saniyelik erotik görüntüleri bile gece vaktinde yayınlayan kanallarımız vardı eskiden. Şimdiyse zinhar günah, bilmiyorum ki 90'larda satanist miydik biz?


Atari'yi mario'yu uçan ördekleri vurma oyunlarını falan unuttum demeyin? Yapmayın bunu! Teknolojiyle eve kapanmamızın en büyük sorumlularından biri de bu oyunlardır. Bu açıdan baktığımızda hem eğlence, hem de asosyalliğin dönüm noktasıdır diyebilirim. Atari fazla ilgimi çekmiyordu benim açıkçası. Allah bilir futbol oyunu bile vardır bunun içinde(kartuşunu bulman yeter, bütün oyunlar senin. Favorim 9999 oyun bir arada olanıydı)


Bunu da tezime kanıt olarak sunuyorum, izleyin.


Dizilerimize gelince, o yıllarda sadece sihirli dizilere ilgi gösterdiğim için en çok sevdiğim dizi de Ruhsar'dı haliyle. Ruhsar, trikotaj gibi çok garip bir sebepten(hahahahaha) ölüyor, fakat kocası Mazhar'ı çok sevdiği için "yağmur yağdığında" yanına gelen bir ruh. Ahh o dizileri internetten bulup sizin de izlemeniz lazım! Burada uzun uzadıya Salak Reyhan'ı, Mazhar'ın annesini ve kızkardeşini, 1968'ler kuşağından patron Önder bey'i ve diğerlerini anlatamayacağım. Fakat küçüklüğümde de beni en çok heyecanlandıran ve aklımda en çok kalan(yani anlıyorsunuzdur my best olduğunu ahahah) bölümde ciddi hatalar bile olsa TRANSSEKSÜELLİK işleniyor. İşin içine hatalı sihirler o bu giriyor ve çok eğlenceli bir bölüm çıkıyor(o zamanlarda bile keşke öyle birşey gerçek olsa, keşke gelip bana çarpsa öyle biri de direkt olarak cinsiyetim değişse diyordum) Bölüm için buyurun;


Ay İnşallah kaldırmazlar internettten :(


Bir diğeri de burnunu kıvırarak büyü yapan anne cadı ve cadı olan kızının hikayesi. Benim dikkatimi çeken nedense sihirli güçlere sahip olan bu karakterlerin güçlerini açıklaması "yüksek sihir konseyleri" tarafından falan yasaklanıyor. Bir şekilde asimile olmuş gibi maske takarak yaşamaları gerekiyor, "normalliğe" uymaları gerekiyor ve bu güçleri olan "azınlık" insanlar birer ÖTEKİ! Bilinçaltımıza bu şekilde kayıtlar giriliyor ve "eğer bir ötekiysen, diğerlerinden farklıysan TOPLUM DÜZENİ(!) ve kendi güvenliğin için bunu saklaman, diğerlerine benzeyip adapte olman gerekiyor" mesajı veriliyor. Bu tür dizilere biraz da içinde çeşitli karakterler barındırması nedeniyle de seviyorum denilebilir. Öteki'nin halinden anlayabildiğim ya da anlamak istediğim içindir belki de. Ah bilinçaltım ahh :)

HAAAA FAKAT! Bir de görünmeyen 90'lar vardı değil mi? E bir LGBTQIA birey olarak 90'ların bu karanlıkta bırakılmış yüzünden de bahsetmeliyim, yoksa vicdan azabım olur bu bende!(En sona attığım için kusuruma bakmayın fakat bu konuyu da yazımdaki assolist gibi düşünün)


O zamanlarda TÜRKİYENİN İLK LGBT ÖRGÜTÜ KURULDU! Kaos GL. Tarihi birikimimizi, kütüphanemizi, bilimsel çalışmaları vs. biraz da ona ve türevlerine de borçluyuz. "Eeeeh artık yeter be" diyen birkaç aktivistin kurduğu ve şimdilerde de alanında en iyi derneklerden biri olan(kendi LGBT haber ağına sahip, çeşitli konularda seminerler veren) Kaos GL 90'larda kuruldu! İlk adımı attılar da diyebiliriz.


Aslında bu kitabı tedarik edip okuyabilirseniz yazıma sığdıramayacağım kadar geniş bir bilgi edinebilirsiniz. 90'larda LGBT olma haliyle ilgili. İnşallah ben de bir şekilde ele geçirebilirim bu kitaptan. Zannediyorum ki şimdikinden daha az baskı hakimdi bizler için, gericilik çok yoktu o yıllarda.

NOT: Gelen eleştiriler ve ek bilgileriniz doğrultusunda bu yazının devamını da birlikte şekillendirebiliriz. Yani bu postun devamı olabilir, herşey size bağlı. Hepinizi seviyorum. Öptüm. (Çünkü belirttiğim ve farkettiğim üzere eksik bir yazı, 90'lar bu kadar kısa değil)
Sosyal Medyada Paylaşın:    Facebook Twitter Google+ Stumble Digg
 photo geri_zpsvjjlxydp.png  photo ileri_zpsmnpu8fzu.png

4 yorum:

  1. Çocukluğun gözlerimde canlandı resmen. 92li bir genç olarak o yılların saflığını her şeyiyle çok özlüyorum. Özellikle atari ben çok oynardım yea :D ellerine sağlık yazıyı hayallerimle canlandırarak okudum.

    YanıtlaSil
  2. Videolar izlenebiliyordu değil mi? Çok teşekkür ederim, amacım da buydu zaten, 90'lar üzerinden kendi çocukluğumu yaşatabilmek :)

    YanıtlaSil
  3. Ahaha doksanların çocuğuyuz biz uleeyn!! :D vallahi çocukluğumu hatırladım. Nası severdim o yumiyumlarııı ekmekten artan paraya hep ondan alırdım.

    YanıtlaSil
  4. Ay ne güzeeel :D sağolasın baloğlanım.

    YanıtlaSil